13 Yıl oldu...263 maden işçisinin yaşamını yitirdiği, 263 kadının, sevgilinin dul kaldığı, 263 ana yüreğinin dağlandığı, yüzlerce çocuğun yetim kaldığı, binlerce madencinin 263 selam eksildiği ve yüreğinin burkulduğu Kozlu Grizusu’nun üzerinde 13 yıl geçti.
saçı başı kömür içinde
gömleği kanlı
çizmelerinin terlettiği ayakları ıslar
yüzü karakömür tozu
gözleri canlı
kömürden öğrenmiş içten yanmayı
çocuğu ağlamaklı
çocuğu yaslı (1)
Bugün binlerce yürek o büyük acıyı yeniden yaşayarak başlayacak güne. Bugün 12 bin madenci tazelenen acılarıyla Kozlu Ocakları’nda bıraktığı arkadaşlarını anımsayıp arayacak kuyu başlarında. Yitirilen arkadaşlarla yapılan son konuşmalara dair anlatımlar acıları körükleyecek bir kez daha. Bir kez daha “SELAMETLE” yazılarının altından geçerek inecekler ocağa. Ve “GEÇMİŞ OLSUN” denerek sevinçle karşılanacaklar evlerinde, iş çıkışı uğradıkları bakkal ve kahvehanelerde. Ve kömür çıkarmaktaki inatçı ruhuyla gözleri ışıl ışıl, göz kapaklarında kömür tozunun çektiği kalem, yanımızda yöremizde yaşamaya devam edecekler.
hangi köyün yüreği
hangi ananın gözyaşları tutabilir yasınızı
bilmem kaç yedikat altında yatarken yerin
okuttular Kuran’ınızı
yatış şeklinizi bile bilmeden
ilk size kuruldu
cenazesiz gömütlükler
-dünyada yüreğim gömüt size-
bilmem kaç yedikat altında yerin
yatarken sizler
yemin ettim böylesinin sürmeyeceğine
yemin ettim
yatış şeklinizi bilmeden
bilin ki dostlarım
dimdik ve ayaktasınız
yüreğim gömüt size
10.03.1992 Armutçuk (2)
Bugün 3 Mart. 263 maden işçisinin kömür çıkarmak için, ekmek parası için, alnının akıyla yaşamak için emek şehidi olduğu gün. Görmeyenin anlayamayacağı bir yüreklilik ve sabırla kentimizi ısıtan, fabrikalarımızın bacalarını tüttüren, evimizi ışıtan madencilerin aldıkları ücreti diline dolayanların çok değil 1 hafta hiç çalışmaksızın, yalnızca madencinin kömür kazdığı yerde onları izlemesini isterdim.
Özellikle toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin başlamasının beklendiği bu günlerde. Bir kez onları iş başında görmelerini...Ondan sonra ısınırken bile nasıl dua edeceklerini şaşıracaklarını da görecekler...
(1),(2) salim çalık/ Gülmekle Ağlamak Arası (şiir). sayfa 36-37
dünyanın en ağır işkollarından biri olan madencilik tarihine, madencilerin günlük yaşamlarına ilişkin olarak yazı, şiir, belge vb. paylaşmak, madencinin sesine ses vermek... çünkü; insanlığın toprağa saldığı köktür madenci ................................salim çalık
HOŞ GELDİNİZ
maden ve madenciliğe ilişkin yazı, fotoğraf, belge ve bilgilerin paylaşılması amacıyla hazırladığım bu sayfaya isteyen herkes katkı sunabilir. bilgi örgütlendikçe anlam kazanır, insan öğrendikçe...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
YEDİ MART SEKSENÜÇ ÜÇ MART DOKSANİKİ VE TÜM MADEN ŞEHİTLERİNE
hangi köyün yüreği /
hangi ananın gözyaşları /
tutabilir yasınızı //
bilmem kaç yedi kat altında /
yatarken yerin /
okuttular kur’an’ınızı /
yatış şeklinizi bile bilmeden //
ilk size kuruldu/
cenazesiz gömütlükler/
-dünyada yüreğim gömüt size-//
bilmem kaç yedi kat altında yerin /
yatarken sizler /
yemin ettim böylesinin sürmeyeceğine //
yemin ettim/
yatış şeklinizi bilmeden//
bilin ki dostlarım /
dimdik ve ayaktasınız /
yüreğim gömüt size...//
Armutçuk-Kozlu 10/03/92 /
salim çalık /
GÜLMEKLE AĞLAMAK ARASI (sf.36)
geleceğe dikiliyor gömüt taşları
biliyorum
kendisini kirleterek tükeniyor
umutla süslenmiş gelecek günler
şimdi
bir bir içime gömülüyor
yaşamda alacağı kalan çocuklar
ömrü metaya değişilen işçiler
içime gömülüyor
töreye kurban edilen kadınlar
ve karşılıklı dağlara sürülüyor gençler
gömüt taşları geleceğe dikiliyor
gömüt taşları iki parça yüreğime
şimdi
tepeden tırnağa utançla
__ipe çekiyorum mutluluk düşlerimi
acı ve hüzün ötesi yaralı duygularla
__tenime gömüyorum gülüşlerimi
………………kasım-aralık 2007
salim çalık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder