1980’li yılların sonuna kadar Türkiye’nin en gelişmiş 5 kenti arasında sayılan Zonguldak küreselleşme ve serbest piyasa ekonomisinin, yani devletin ekonomik faaliyetlerden çekilmesinin sonuçlarının en acı biçimde görüldüğü bir kent.
Devletin bir sır gibi sakladığı, siyasilerin görmezden geldiği, Sağlık Bakanlığı’nın il düzeyindeki yetkililerinin gözlerini kapadığı bu acının adı intihar. 2000 yılında Zonguldak Valiliği’nin ODTÜ’ye yaptırdığı stüdyo çalışmasının adı “Sanayisizleşme Sürecinin Kentsel Yaşama Etkileri- Zonguldak Örneği” idi.
TTK (Türkiye Taşkömürü Kurumu)’da yaşanan daraltma, kapatma ve özelleştirme süreçlerinin sonucu olarak 45 bin kişinin çalıştığı kurumda şu an yaklaşık 12 bin kişi çalışıyor. Yani bir zamanlar iş, aş kapısı olan TTK’nın bu özelliği yok edilirken yerine yeni bir iş sahasının (umudun) konulmayışı tek geçim kaynağı olarak madenleri bilen-gören bölge halkının geleceğe olan güvenini de ortadan kaldırdı.
10 yıla yakın bir zamandır Zonguldak’ta insanlar intihar ediyor. Alkol ve uyuşturucu madde kullanımı, şiddet, tefecilik ilk sırada yer alan sosyal ve ekonomik davranışlar oldu. Yalnızca geçtiğimiz yılın intihar ve intihar girişimi oranı YÜZBİNDE 202. Bu oranın normal sayılan sınırı ise YÜZBİNDE 25-26. Ölümle sonuçlanma açısından Zonguldak’taki intihar oranı ülke ortalamasının 4 katına ulaşmış durumda.
Şimdi bir iktidar düşünün, bir il yönetimi düşünün, bir yerel yönetim düşünün, bir sağlık bürokrasisi düşünün ki; böylesine acı bir tablo karşısında sessiz kalsın. Bir kentin intiharı konusunda hastanelerinde gerekli alt yapı oluşturulmasın. Okullarda bu konuda eğitim verilmesin. Yerel yönetimler destekleyici çalışmalar içine girmesin. Ve bir yönetim düşünün ki; temel sorunun işsizlik, geleceğe güvensizlik olduğunu belirten üniversite (ODTÜ) raporu orta yerde dururken yeni iş sahaları açmak yerine, bölgenin tek ve en önemli geçim kaynağı, umudu olarak gördüğü TTK’ya işçi almak bir yana, günden güne çalışan sayısını düşürsün.
Zonguldak intihar ediyor. Ekonomik faaliyetin amacının insanların gereksinimleri için olduğu, sosyal faydanın parasal zarara tercih edilebileceği koşulların olabileceği, insanların ölümüne neden olan uygulamaların savunulmasının ekonominin gerçeği olamayacağı yok sayılıyor. En gelişmiş 5 kent arasında iken şimdi 40’ncı sıralara geriletilmiş Zonguldak’ın taşkömürü olmaksızın var olamayacağı görülmüyor.
Ve bir kent intihar ediyor. Toplu intihar eden balinaların haber bültenlerinde tuttuğu yere karşılık Zonguldaklı’nın intiharı ısrarla gizleniyor. Ve vazgeçilmiş bir ömrün 1 dakikalık bir haber değeri bile olmaksızın, “benim memleketimde/ insan kanı sudan ucuz” dedirterek.
dünyanın en ağır işkollarından biri olan madencilik tarihine, madencilerin günlük yaşamlarına ilişkin olarak yazı, şiir, belge vb. paylaşmak, madencinin sesine ses vermek... çünkü; insanlığın toprağa saldığı köktür madenci ................................salim çalık
HOŞ GELDİNİZ
maden ve madenciliğe ilişkin yazı, fotoğraf, belge ve bilgilerin paylaşılması amacıyla hazırladığım bu sayfaya isteyen herkes katkı sunabilir. bilgi örgütlendikçe anlam kazanır, insan öğrendikçe...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
YEDİ MART SEKSENÜÇ ÜÇ MART DOKSANİKİ VE TÜM MADEN ŞEHİTLERİNE
hangi köyün yüreği /
hangi ananın gözyaşları /
tutabilir yasınızı //
bilmem kaç yedi kat altında /
yatarken yerin /
okuttular kur’an’ınızı /
yatış şeklinizi bile bilmeden //
ilk size kuruldu/
cenazesiz gömütlükler/
-dünyada yüreğim gömüt size-//
bilmem kaç yedi kat altında yerin /
yatarken sizler /
yemin ettim böylesinin sürmeyeceğine //
yemin ettim/
yatış şeklinizi bilmeden//
bilin ki dostlarım /
dimdik ve ayaktasınız /
yüreğim gömüt size...//
Armutçuk-Kozlu 10/03/92 /
salim çalık /
GÜLMEKLE AĞLAMAK ARASI (sf.36)
geleceğe dikiliyor gömüt taşları
biliyorum
kendisini kirleterek tükeniyor
umutla süslenmiş gelecek günler
şimdi
bir bir içime gömülüyor
yaşamda alacağı kalan çocuklar
ömrü metaya değişilen işçiler
içime gömülüyor
töreye kurban edilen kadınlar
ve karşılıklı dağlara sürülüyor gençler
gömüt taşları geleceğe dikiliyor
gömüt taşları iki parça yüreğime
şimdi
tepeden tırnağa utançla
__ipe çekiyorum mutluluk düşlerimi
acı ve hüzün ötesi yaralı duygularla
__tenime gömüyorum gülüşlerimi
………………kasım-aralık 2007
salim çalık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder