HOŞ GELDİNİZ

maden ve madenciliğe ilişkin yazı, fotoğraf, belge ve bilgilerin paylaşılması amacıyla hazırladığım bu sayfaya isteyen herkes katkı sunabilir. bilgi örgütlendikçe anlam kazanır, insan öğrendikçe...

31 Mayıs 2013 Cuma

Türk Metal'in İmzaladığı Sözleşmenin Düşündürdükleri

türk iş içindeki sendikal güç birliği platformu'nu saymazsak; türk iş yıllardır sürdürdüğü işveren ve iktidar yanlısı tutumunu son yıllarda gemi azıya alarak sürdürmekte sakınca görmüyor. şu an ki; türk iş yönetimini oluşturan ve seçen sendikalar toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde ve uygulama dönemleri boyunca işçilerin demokratik-sosyal-ekonomik kazanımlarını geliştirmek, korumak bir yana var olanları da teslim ederek siyasi iktidarların vahşi kapitalizm politikalarının payandası, yer yer savunucusu olacak kadar ileri gidebiliyorlar.

türk metal sendikası'nın kendi talebinin bile çok altında oranlarla imzaladığı sözleşmeler sürmekte olan diğer toplu iş sözleşmelerinin nasıl sonuçlandırılacağının da sinyali olarak okunmalıdır. sektörde çalışanlar arasındaki ücret farklılıklarını düzeltmeyen (neredeyse kalıcılaştıran), %18'le oturup %7 ile kalkan, birlikte hareket edeceğini söylemesine (değiştik demesine) rağmen birleşik metal iş'i yalnızlaştırmayı seçen türk metal'in bu tutumu salt türk metal'in değil, türk iş yönetimini seçen, destekleyen sendikaların da tutumunu göstermektedir.

bu noktadan bakınca genel maden işçileri sendikası'nın (türkiye taşkömürü kurumu) ttk, (maden tetkik arama) mta ve (hattat holding) hema kandilli işletmesi ile hema amasra işletmesi'nde sürdürdüğü toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde daha dikkatli olmak gerekiyor.

hema kandilli ve amasra işletmelerinde toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin uyuşmazlıkla sonuçlanmasına rağmen şu ana kadar grev sinyali sayılabilecek bir gelişme yaşanmadı. masaya 4 yarım (2 bütün) ikramiye, 1 ton kömür, %20 maaş zammı ve sosyal haklarda makul iyileştirme talebiyle oturan genel maden iş; 15 yevmiye tutarında 2 ikramiye, %20 ücret zammı, 1 ton kömür ve sosyal haklarda iyileştirmeler noktasına geldiğini genel başkan yardımcısı aracılığıyla (işçilerin "son nokta nedir? en son ne talep ettiniz?" sorularına karşılık olarak) açıkladı.

bu arada görüşmelerin devam edeceği, "60 günlük süre içerisinde greve gidilebileceği gibi anlaşma da sağlanabilir" denerek görüşmelerin bitirilmesinin zamana yayılacağı belirtilmiş oldu. işçilerin kararlı biçimde sordukları ana kadar sendikanın son talebi yerine uzun uzun hattat holding'le yapılan görüşmeleri, hattat holding'in %5 maaş artışı, 5 yevmiye tutarında iki ikramiye, 100 tl. yol yardımı, 60 tl. yemek yardımı, 45 tl. sosyal yardım dışında birşey vermediğini anlatan sendika yöneticilerinin grev silahını düşünmedikleri, sözleşmeyi masada bitirme konusunda işçileri iknaya yönelecekleri izlenimi ağırlık kazandı.

bu arada sürekli olarak "sendikanıza güvenin, sendikanız dışında başkalarının verdikleri bilgilere itibar etmeyin, sendikanızdan işaret almadan kanunsuz eylem yapmayın" benzeri söylemler de konuşma aralarına sıkıştırılıyor.

oysa daha önce işyerinde yapılan bilgilendirme toplantısında söz alan işçilerin işveren tarafından tehdit edildiği, 2 işçinin işyerindeki pozisyonunun değiştirildiği, köylerden gelen işçilere "greve çıkmamaları" eylemlere katılmamaları" yönünde telkin ve psikolojik baskılar uygulandığı da sendika yöneticileri dahil herkesi bildiği ve konuştuğu olaylar. sözleşme görüşmeleri sırasında işçi taşımacılığına son verilerek, işyerine geliş gidişin ücretli yapılması, "herkes başının çaresine baksın" denilmesi bile en azından bir uyarı eylemiyle protesto edilebilecekken doğrudan sendika yöneticileri bu tepkiyi soğutup, oldu bittiye getirilmesine göz yumdular.

türk metal'in kendi talebinin çok altında-gerisinde bir zam oranıyla sözleşmeyi imzalamasından başladık, genel maden iş'e geldik. niye mi? çünkü iki sendika da aynı kulvarda koşuyor. türk iş yönetimi gibi onlar da var olan hakları geliştirmek, iyileştirmek, yeni kazanımlar eklemek yerine, günü kurtarıp işçileri işverene teslim etmek istiyorlar. grevin bir hak ve işçi sınıfının en son kullanacağı silahı olduğunu kabul etmeyen sendikal anlayış neyi savunabilir ki? öyle yanılmak istiyorum ki?

salim çalık

 

"Türk Metal, işçilerin taleplerinin daha altında bir sözleşmeyi imzalarken Birleşik Metal-İş iş bırakma eylemlerini sürdürdü. Birleşik Metal-İş Genel Sekreteri Selçuk Göktaş, metal işçilerinin talepleri doğrultusunda mücadeleyi sürdüreceğini söyledi
Metal işkolu grup toplu iş sözleşmesinde Türk Metal, sözleşmeyi imzaladı. MESS ile Türk Metal arasında süren grup toplu iş sözleşmesinde Türk Metal grev kararı almıştı. Yasal süreç devam ederken MESS ile Türk Metal arasındaki görüşmeler de sürdü...."
http://www.sendika.org/2013/05/turk-metal-sozlesmeyi-imzaladi-birlesik-metal-is-metal-iscileri-mucadeleyi-surdurecek/

21 Mayıs 2013 Salı

Hayatımız Zonguldak:             Facianın 3'üncü yıl dönümünde ise cez...

Hayatımız Zonguldak:            
Facianın 3'üncü yıl dönümünde ise cez...
:             F acianın 3'üncü yıl dönümünde ise ceza davası ise hala sonuçlanmadı. Aralarında dönemin Karadon Müessese Müdürü İsm...

Tuzla’da 159′uncu iş cinayeti

Tuzla’da 159′uncu iş cinayeti

GENEL MADEN İŞ NEREYE 4



            Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK), Maden Tetkik Arama Kurumu (MTA), Hema Kandilli Kömür İşletmesi ve Hema Amasra Kömür İşletmesi (Hattat Holding) işyerlerinde toplu iş sözleşmesi görüşmelerini yürüten Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) sınıf örgütü olmaktan hızla uzaklaşıyor.

Türk Hava Yollarında greve giden Hava İş Sendikasını ziyaret eden GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş; “GMİS olarak, THY’den 305 arkadaşımız işten çıkartıldığında bunu asla kabul etmedik ve bu düşüncemizi her ortamda dile getirdik.Bu olayı işçi sınıfının başına çuval geçirilmesi olarak değerlendirdik ve tüm emekçileri uyardık.” açıklamasını yapıyor. http://www.genelmadenis.org.tr/ .

22 Şubat 2013’te “maaşlarını alamadıkları gerekçesiyle İzmir'den Ankara ve İstanbul'a yürüyüş gerçekleştiren Türk Metal Sendikası'na üye BMC işçilerini destekliyor.” . Yol-İş Sendikası’nın 28 Ocak 2013 tarihinde Ankara’da Karayolları Genel Müdürlüğü önünde gerçekleştirdiği eyleme katılıyor. 02 Şubat tarihinde Emeğe Saygı mitingiyle ilgili olarak yaptığı konuşmada; “27 Ocak 2013 tarihinde Zonguldak’ta Madenci Anıtı’nda düzenlemiş olduğumuz Emeğe Saygı Mitingi’ne yoğun bir şekilde katıldığınız için sizlere ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Madencinin gücünü, madencinin emeğe saygısını, madencinin aşına, işine, ekmeğine sahip çıktığını dosta-düşmana bir kez daha ispatladığınız için sizleri kutluyorum.” diyor. http://www.genelmadenis.org.tr/Haberler.asp

Bunlara benzer onlarca açıklama, fotoğraf karesi… Fakat gelin görün ki; Zonguldak dışındaki işçi eylemlerinde boy gösteren, açıklamalar yapan GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, Hema işyerlerindeki sözleşme sürecinde işveren temsilcisi gibi izlenim veriyor. Geçtiğimiz hafta Hema Kandilli İşletmesi’nde “bilgilendirme toplantısı” yapan genel merkez yöneticisi Satılmış Uludağ sözleşmede işverenin son teklifini işçilere açıkladı.
Taşıt yardımı-servis ücreti: 100,00 TL.
Yemek yardımı: 60,00 TL.
Sosyal yardım: 45,00 TL.
İkramiye: ramazan ve kurban bayramlarında 5 yevmiye tutarında ikramiye. (iki ikramiyenin toplam tutarı ortalama 350,00 TL.)
Maaş zammı: %4 (30,00- 40,00 TL. arası)
Brüt olan bu rakamları duyan işçiler yoğun biçimde tepki gösterince Satılmış Uludağ; “ben bilgilendirme için geldim. Sizin onaylamadığınız bir sözleşmeyi elbette imzalamayız.” diyor.

İŞÇİLERİN İSTEKLERİ ve GÖZDAĞI

            İşçilerin sözleşmeden bekledikleri; en az %20 dolayında ücret artışı, en az 1 ton yakımlık kömür yardımı, en az bir maaş tutarında ikramiye, servislerin kaldırılmaması veya gerçek rakamlar üzerinden ücretinin ödenmesi, yemek yardımı ve sosyal yardımın da tatmin edici düzeyde olması. (Ayrıntılar için: http://madencininsesi.blogspot.com/2013/05/genel-maden-is-nereye-3.html .

İşçiler, işyerinde yapılan toplantıda; ücret artışıyla birlikte kömür yardımı ve ikramiyenin olmadığı bir sözleşmeyi kabul etmeyeceklerini, yasal kesintiler ve sendika aidatı kesintisiyle birlikte düşünülünce işverenin önerdiği rakamların toplamının %20 zam talebini bile karşılamadığını  açıkça dile getirdiler.

            Toplantıyı izleyen işletme yöneticilerinin daha sonra bazı işçileri uyardığı, “size gösterdiğimiz iyi niyetin karşılığı bu mu?” biçiminde psikolojik baskı uyguladığı yönünde ciddi iddialar ortaya atıldı. Bu süreçte, uzak köylerden gelen işçilere de köylerinde bazı ileri gelenler tarafından baskı yapıldığı; “greve çıkarsanız işyeri kapanır”, “bu sizin ilk sözleşmeniz, Hema’da da yeterli kömür çıkmıyormuş”, “fazla öne çıkmayın. işten atılırsınız” benzeri telkin ve tehditlerde bulunulduğu söyleniyor.

            İşçilerin greve çıkılacağı yönündeki beklentileri ve kararlılıkları böylece kırılmaya çalışılırken, görüşmeleri yürüten GMİS Genel Merkezi’nin işçileri grev olasılığına karşı hazırlamadığı, işyerlerine düzenli olarak bilgi taşımadığı da dikkate alınarak, GMİS yönetiminin işverenin teklifini kabul ettiği veya edeceği yorumları yapılıyor.

            Teklif edilen ücret ve sosyal haklar dışındaki bilgiler duyuma dayalı olmakla birlikte; eğer doğruysa işçilerin işyerinde ve çeşitli alanlarda gösterdikleri tepkiyi kırmayı amaçlayan girişimlerden sonra direnen işçilerin etkisizleştirilmesi için bir grev oylaması beklenebilir. İşyerinde ve köylerinde yoğun psikolojik baskı ve tehdide maruz kalan işçiler böyle bir oylamada greve karşı oy kullanabilir. Böylece Hema önemli bir sorunu kendi istediği biçimde sonuçlandırırken; GMİS yönetimi de, “biz işyerinde oylama yaptık. işçiler greve karşı çıktılar” diyerek kendisini başta Zonguldak kamuoyuna ve  Türkiye sendikal çevrelerine masum gösterebilir.

TTK-MTA ile HEMA FARKI

            Aynı tarihte başlamasına rağmen TTK-MTA ile Hema işyerlerindeki sözleşmelerin bitiş tarihleri aynı olmayacak. TTK ve MTA’nın kamu kurumu olmalarının verdiği rahatlık ve kolaylıkla sözleşmede bazı taleplerde “ısrar” edebilen GMİS yönetimi, ilk kez sözleşme imzaladığı Hema Kandilli ve Hema Amasra Kömür İşletmeleri’nde sözleşmeyi bir an önce, masada ve işverenin istediği gibi bitirmek için uğraşıyor izlenimi veriyor.

            Özel sektörde örgütlenme iddiası olan sendika yöneticilerinin ilk özel sektör deneyimlerinin işçilerin taleplerini yok sayarak sonuçlanması durumunda örgütlenme olasılığı kalmayacak. Geçmişte imzalanmış sözleşme örnekleri açısından TTK ve MTA sözleşmelerinin daha hızlı ve kolay sonuçlanması gerekirken her şeyin sıfırdan başladığı Hema Kandilli ve Hema Amasra sözleşmelerinin bir çırpıda bitirilmesi inandırıcılık sorunu yaratacaktır. Bu arada, işçiler üzerinde işyerinde ve köylerinde psikolojik baskı uygulandığı iddialarına yönelik olarak da bir çıkış yapılmazsa sözleşme süreci ve sonrası için çok daha zor günlerin yaşanacağı açık.

            GMİS yönetimi ister kamu, ister özel sektör olsun işçilerin hakkını, hukukunu, emeğinin bedelini, geleceğini ve isteklerini dikkate almak zorundadır. Bunu yapamadığı zaman Hema-TTK-MTA arasındaki sınıf dayanışmasını da yok etmiş olur.

            Hema’da bu denli geri adım atan bir sendikal anlayışın, TTK’da düşük ücretle çalışan gruplu işçiler başta olmak üzere TTK ve MTA sözleşmelerini olumlu bitirebilmesi olanaklı görünmüyor. Ücret zammını Türk İş’e bıraktığını daha önceden açıklayan GMİS yönetiminin idari maddelerde kazanım elde edebilmesi zor görünüyor.

Ücretle ilgili eleştirileri de; “Biz Türk İş’e bağlıyız. Örgüt disiplini gereği onların kararı bizi bağlar” diyerek savuşturacaklar. Oysa sözleşme kitapçığına bakan her okur yazar görür ki; sözleşmenin taraflarının imzaları arasında Türk İş’in değil ilgili sendika yöneticilerinin imzaları bulunur. Kaldı ki; konfederasyonlar sözleşme imzalamaz. Sözleşmeler konusunda sendikalar üzerinde bağlayıcı karar alamaz.

TÜRK İŞ ÇOK UZAK

            Türk İş yönetimi Tek Gıda İş’in, Hava İş’in grevlerinde ve daha önceki eylemlerinde iktidardan yana tavır aldı. Bu nedenle Türk İş yönetiminin yeniden seçilmesi zor görünüyor. Buna güvenen sendika yöneticilerinin daha şimdiden adaylık için kulis yaptığı, kendisine zemin hazırladığı biliniyor, hissediliyor.
Kendi üyelerini işverene kurban eden bir sendika yöneticisinin Türk İş yönetimine girmeyi aklından geçirmesi abesle iştigal olur. Kendi üye sendikalarına sahip çıkmayan konfederasyon  yöneticilerinin yerine üyelerine sahip çıkmayan sendika yöneticileri seçilemez. Yapılması gereken şey biliniyor. Doğruları konuşup yanlışta ısrar etmek yerine alanlarda, miting meydanlarında, destek ziyaretlerinde söylenen sözlere sahip çıkmak. Yoksa Türk İş çok uzak…

salim çalık

ilgili yazılar için;
http://www.sendika.org/2007/04/genel-maden-is-nereye-gidiyor-salim-calik/
http://madencininsesi.blogspot.com/2011/12/hema-iscisi-eylemde.html
http://madencininsesi.blogspot.com/2012/02/genel-maden-is-nereye-2.html
http://madencininsesi.blogspot.com/2013/01/sozlesmeler-sureci-ve-genel-maden-is.html
http://madencininsesi.blogspot.com/2013/01/emege-sayg-mitingi-goruntuleri.html

20 Mayıs 2013 Pazartesi

DüşÜnSel: kan

DüşÜnSel: kan: ölümün yüzünü     unutmaz      yarası hergün deşilenler        salim çalık      kan korkarak dağılmaktan aynalarda kesi...

DüşÜnSel: süpürge

DüşÜnSel: süpürge: süpürge gibiyiz               süpürge sürtüle sürtüle bir yerle takozlaşıyoruz tek ayrım ardımızda süprüntüler yaşamın ırz...

17 Mayıs 2013 Cuma

hava iş uyuşmazlık tutanağı

yalanın biri bin para. 
bireyler ve sosyal taraflar arasında ara bulucu olması, anayasa ve yasaların uygulanması gibi en temel liberal demokrasi gereklerini de yok sayan akp iktidarı, atadıkları adamlarına sahip çıkarlarken; sınıf eksenli, hak hukuk temelli her talebi düşmanca karşılamaktan geri durmayarak gerçek yüzünü ve karakterini gösteriyor. 

alandaki öğrencilere, meydanlardaki kitlelere, reyhanlı'nın uludere'nin hesabını soranlara, suyuna ormanına sahip çıkanlara en kaba ve hoyrat yüzünü gösteren iktidar, hava iş grevinde de işverenin yalanlarını sahiplenerek, yasadışılığı hukuksuzluğu görmeyerek aynı yüzünü göstermektedir.

http://www.havais.org.tr/hizli-ulasin/kaynaklar/belgeler/109/toplu-sozlesme-belgeleri.html

9 Mayıs 2013 Perşembe

GENEL MADEN İŞ NEREYE 3


            Genel Maden İş (GMİS) 2012 yılı Ocak ayında Hema Endüstri A.Ş’nin işlettiği Kandilli ve Amasra Kömür İşletmelerinde örgütlenmiş, uzunca bir yetki bekleme sürecinin ardından 2013 Ocak ayında sözleşmeye oturmuştu.

            Hema Kandilli İşletmesi’nde 2011 Aralık ayında yapılan eylem sırasında AKP Zonguldak Milletvekili Ercan Candan işyerine gelerek; işçiler açısından iki önemli söz etmişti. Ercan Candan işçilerin sosyal yardım olarak kömür taleplerine hak vererek; “mısır tarlasına mısırı eken çiftçiye mısır vermiyorum denemez. Haziran ayına kadar bununla ilgili bir gelişme olacağını umuyorum.” demişti. Ardından; “Sendikaya üye olun. Taleplerinizi bu biçimde savunun. Şimdi çalışmayı kabul edenler ocağa işe gitsin. Yoksa burası kapanır. O zaman hiç biriniz benim yanıma iş için gelmeyin” demişti.

            Hema Kandilli ve Amasra İşletmelerinde çalışan maden işçileri 2013 Ocak ayında başlayan sözleşme görüşmelerinden (geçmişte yaşananların da etkisiyle) 1 ton yakımlık kömür yardımı, en az 1 ikramiye, geçmiş ücret kayıplarını da telafi edecek bir ücret artışı umarken; Hema Endüstri A.Ş; 2 mayıs 2013 tarihinde işçi servislerini kaldıracağını açıklamış, işçilerin tepkisi ve bazı sendika yöneticilerinin telefon trafiği ile 15 günlük bir erteleme sağlanmıştı.

            09 mayıs 2013 tarihinde yapılan bir duyuru ile; 13 mayıs 2013’te servislerin kaldırılacağı, herkesin buna göre başının çaresine bakması, işe gelmeyenlerin işten çıkarılacağı söylendi. Bu arada Kandilli İşletmesi yetkililerinin de taşıma işini yapan araç sahipleri ile işçiler adına ücret pazarlığı yaptığı söylendi.   
            Tam da bu süreçte işverenin sendikaya üye olmalarını istenmediği şef, postabaşı statüsündeki işçilerin sendikaya üye olmaları konusunda sendika ve işveren arasında anlaşmaya varıldı ve 09 mayıs 2013’te işyerine noter çağrıldı.

UYUŞMAYAN TALEPLER
            İşçiler 2011 aralık ayındaki eylemleri sırasında dile getirdikleri ikramiye, yakımlık kömür yardımı, ücretlerinin hiç olmazsa TTK’da 2006’da işe girenlerin düzeyine çıkarılması gibi taleplerinin sendika tarafından masaya getirilmesini ve ısrarla savunulmasını bekliyorlar haklı olarak.

            Ancak sözleşmeleri yürüten GMİS Genel Merkez Yöneticilerinin %20- 25 aralığında bir zam alarak ikramiyeden, kömür yardımından vazgeçeceği, ortalama 80-90 TL’lik taşıt yardımı ile de ücretsiz taşımacılıkta ısrar etmeyeceği sızan bilgiler arasında. Bu arada TİS’de idari maddeler, iş güvenliği işçi sağlığı ile ilgili maddeler, diğer sosyal haklarla ilgili neler talep edildiğini bilen yok.

İŞÇİLER DE HESAP YAPIYOR
            İşçilerin talepleri ile sendika yöneticilerin talepleri örtüşmüyor. Hema Kömür İşletmelerinde ücretler yapılan işin niteliğine göre (ortalama) 750-1000 TL. arasında değişiyor. Sendika yöneticileri alınacak %20-25’lik zammın yıllık toplamına bakıldığında 1 ton kömürü ve 1 ikramiyeyi karşıladığını düşünüyor. (Bu arada işverenin % 15-18 dolayında bir zam düşündüğü, daha önce verilen %4 iyileştirmeyi de yapılacak ücret artışına dahil etmek istediği söyleniyor.)

Fakat taşımacılığın paralı olmasıyla; uzak köylerden gelen işçiler aldıkları taşıt yardımının üzerine en az 30-40 TL. koymak zorunda kalacaklar. Buna bir de sözleşme sonrası sendikanın alacağı (brüt) 1 yevmiye (30-40 TL arasında) sendika aidatı da eklendiğinde alınan %20-25’lik zammın yarısı gitmiş olacak.
Yalnızca servis için işçilerinden çıkacak olan 30-40 TL ve sendika aidatının yıllık toplamı 720-960 TL. arasında olacak. Dolayısıyla alınacağı umulan sözleşme zammından geriye 1100-1300 TL. kalacak. GMİS yönetimi geriye kalan 1100-1300 TL.nin hem ücret artışını, hem de 1 ikramiye ve 1 ton kömür talebini karşıladığını nasıl düşünüyor anlaşılmış değil.

Bunlarla birlikte sözleşmedeki diğer talepler veya geri adımlar neler olacak bilinmiyor. Şu ana kadar GMİS Genel Merkez Yönetimi sözleşmelerle ilgili doyurucu ve ikna edici bilgi vermemişken, bir de işverenin servisleri kaldırması karşısındaki suskunlukları ve “sözleşmenin imzalanması bekleyin. Şu anda yapacağımız eylem yasal olmaz” biçimindeki tavrı yalnızca Hema’da değil TTK’da da sözleşmenin iyi gitmeyeceğinin sinyalleri olarak okunmalı.

EMEĞE SAYGI’DAN İŞEVERENE SAYGIYA
Öyle görünüyor ki; 27 Ocak 2013’te Zonguldak’ta yapılan ve son 15 yıl içerisindeki en kitlesel eylem olan Emeğe Saygı mitinginde dile getirilen talepler ve eleştiriler kitlelerin gazını almak için yapılmış. TTK’da işe giriş çıkış saatlerinin düzenlenmesiyle ilgili değişikliklerde (Karadon’da) eylem yapan işçilerin yanında yer alan sendika yönetimi; Hema’da servislerin kaldırılması karşısında işçilerin eylem yapmaması için uğraşıyor.

15 gündür gündemde olan ve 13 Mayıs tarihinde resmen kaldırılacağı ilan edilen servisler konusu başta olmak üzere, arabulucuya giden sözleşme konusunda da işçilere sağlıklı bilgi verilmezken (şu ana kadar 1 kez bilgilendirme yapıldı) , Genel Başkan Eyüp Alabaş’ın Hema işyerlerine gitmeyişi, Armutçuk ve Amasra Şubeleri’nin Hema ile yapılan TİS görüşmelerinin dışında tutulması ayrı bir sorun. İşyerindeki uygulamalar veya TİS hakkında bilgi almak için şubelere giden işçilerle şube yönetimleri karşı karşıya gelirken, sürecin dışında tutulan şube yöneticileri resmen kendilerine bağlanmayan Armutçuk ve Amasra Hema İşletmelerinde çalışan işçiler için karar almakta, girişimde bulunmakta etkisiz kalıyorlar.

Böyle bir süreçte GMİS Genel Merkezi önümüzdeki günlerde Hema Holding’in sahibi Mehmet Hattat ile görüşeceklerini, şu an yapılacak eylemin yasal olmayacağını belirtmekten öte geçmiyor. Oysa daha sözleşme sürerken işverenin servisleri kaldırması ve işçilere “başınızın çaresine bakın” demesi iyi niyet kurallarına aykırı. Kaldı ki; yazılı olmasa bile fiili uygulamada var olan işçi taşımacılığının kaldırılması (sözlü veya uygulamayla yürürlükte olan) sözleşmenin ihlali anlamına gelmez mi? 

GMİS yönetimi içinde bulunduğu durumu gözden geçirmek zorunda. Emeğe Saygı mitinginde ve 1 Mayıs’ta kürsüden söylediklerine sahip çıkıp, sınıf örgütü olduğunu göstermelidir. Bu haliyle Hema  ve TTK işyerlerinde sürdürdüğü sözleşmelerden başarıyla çıkması olası değildir.

 salim çalık

Bir de işin siyasi yanı var. Aralık 2011'deki eylemin bitirilmesi için çaba gösteren, işçilerin taleplerinin yerine getirilmesi için 2012 haziran ayına gün veren AKP Zonguldak Milletvekili Ercan Candan'ın 19.12.2011 tarihinde Hema Kandilli İşletmesi'nde (Kdz Ereğli) eylem sırasında işçilere hitaben yaptığı konuşmadan bir bölümünü içeren video aşağıda...


ilgili yazılar için;

7 Mayıs 2013 Salı

düzen























düzen

bu kapkaç
      yazı tura
bu
     ya batım ya çıkım
kumar
    piyango
bağlıyor insanları
derin ve ayılınmaz uykulara

                                Ağustos 1989
                                  salim çalık
erkene alınmış bir ölümün ertelenmiş şiiri (s.7)


1 Mayıs 2013 Çarşamba

zonguldak'ta 1 mayıs


Zonguldak'taki 1 mayıs kutlamaları geçmiş yıllara oranla daha yoğun katılım ve coşkuyla gerçekleşti....

akp halka hesap verecek,
madenler halkındır satılamaz,
faşizme karşı omuz omuza,
gün gelecek devran dönecek, akp halka hesap verecek
madenlere uzanan eller kırılsın
parasız eğitim parasız sağlık
ankara şaşırma sabrımızı taşırma

sloganlarının yoğun olarak atıldığı alanda; GMİS Genel Baskanı Eyüp Alabaş ve Sanatçı Hilmi Yarayıcı yaptıkları konuşmalarda Taksim'de yaşanan şiddeti ve devlet baskısını kınadılar.

GMİS Armutçuk Şubesi kortejinin taşıdığı ve Karadon'daki grizu sonrası Çalışma Bakanı'nın "çok güzel öldüler.", Tayyip Erdoğan'ın "mesleğin kaderinde" var sözlerine gönderme yapan, üzerinde "MADENCİ, ÇOK GÜZEL ÖLDÜ" yazan tabut dikkat çekiciydi.

CHP korteji alana girerken AKP il binasına dönerek "burasi faşist yuvası" sloganı attı.

Geçmiş yıllara oranla en kitlesel 1 mayıs kutlamasını yaşayan Zonguldak; özel ocaklarda ve (Çatalağzı Termik Santralı) ÇATES'te çalışan taşeron işçilerinin katılımıyla birlikte, madenlerin sahiplenildiği, akp'nin yoğun olarak eleştirildiği, uyarıldığı sloganlar geleceğe ilişkin mücadelenin ip uçlarını da veriyordu.


Bununla birlikte Zonguldak'taki en büyük işçi örgütü olan Genel Maden İş (GMİS)'in Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ve Hema'da sözleşme sürecinde olmasına ve görüşmelerin uyuşmazlıkla sonuçlanmasına rağmen; 1 Mayıs için yeterince örgütlenmediği, üye sayısına göre katılımının düşük olduğu, 1 Mayıs'ın olası bir grev ve eylem için hazırlık olarak düşünülmediği  izlenimi yarattı...

salim çalık
















daha fazla resim için;
https://plus.google.com/u/0/photos/108518469492470099989/albums/5873092866427222817

YEDİ MART SEKSENÜÇ ÜÇ MART DOKSANİKİ VE TÜM MADEN ŞEHİTLERİNE

hangi köyün yüreği / hangi ananın gözyaşları / tutabilir yasınızı // bilmem kaç yedi kat altında / yatarken yerin / okuttular kur’an’ınızı / yatış şeklinizi bile bilmeden // ilk size kuruldu/ cenazesiz gömütlükler/ -dünyada yüreğim gömüt size-// bilmem kaç yedi kat altında yerin / yatarken sizler / yemin ettim böylesinin sürmeyeceğine // yemin ettim/ yatış şeklinizi bilmeden// bilin ki dostlarım / dimdik ve ayaktasınız / yüreğim gömüt size...// Armutçuk-Kozlu 10/03/92 / salim çalık / GÜLMEKLE AĞLAMAK ARASI (sf.36)

geleceğe dikiliyor gömüt taşları



biliyorum
kendisini kirleterek tükeniyor
umutla süslenmiş gelecek günler

şimdi
bir bir içime gömülüyor
yaşamda alacağı kalan çocuklar
ömrü metaya değişilen işçiler
içime gömülüyor
töreye kurban edilen kadınlar
ve karşılıklı dağlara sürülüyor gençler
gömüt taşları geleceğe dikiliyor
gömüt taşları iki parça yüreğime

şimdi
tepeden tırnağa utançla
__ipe çekiyorum mutluluk düşlerimi
acı ve hüzün ötesi yaralı duygularla
__tenime gömüyorum gülüşlerimi

………………kasım-aralık 2007
salim çalık