HOŞ GELDİNİZ

maden ve madenciliğe ilişkin yazı, fotoğraf, belge ve bilgilerin paylaşılması amacıyla hazırladığım bu sayfaya isteyen herkes katkı sunabilir. bilgi örgütlendikçe anlam kazanır, insan öğrendikçe...

22 Aralık 2011 Perşembe

19 madencinin öldüğü davada 5 kişi 5'er yıl ceza aldı


"Ama benim memleketimde bugün

İnsan kanı sudan ucuz.

Oysa en güzel emek insanın kendisi.

Kolay mı kan uykularda kalkıp.

Ninniler söylemesi."

21 Aralık 2011 Çarşamba

hattat devletten büyük mü


bir milletvekili "ya işbaşı yapacaksınız ya da hepiniz tazminatsız olarak işten çıkarılacaksınız ve işyeri de kapatılacak. sonra hiçbiriniz iş istemek için bana gelmeyin" diyebiliyorsa, "vekilim sen devlet değil misin?" sorusuna "evet ben devletim" yanıtını verebiliyorsa... soru şu:DEVLET BÖYLE Mİ DAVRANIR? evet sermayeden yana tarafsa böyle davranır. yoksa devlete ait bir madende rödevansla çalışan işverenin; "KAPATIRIM" tehdidine; "KAPATIRSAN KAPAT. Türkiye Taşkömürü Kurumu İŞLETMEYE DEVAM EDER" diyemeyen bir vekil ve devlet emekten yana, ülkenin kaynaklarının üretilmesi ve dağıtılmasında adaletten yana olamaz zaten... bunu duyumsadığı için olsa gerek "VEKİLİM HATTAT DEVLETTEN BÜYÜK MÜ?" diye sordu işçiler....

15 Aralık 2011 Perşembe

HEMA İŞÇİSİ EYLEMDE



Zonguldak’ın Ereğli İlçesi’nde faaliyet gösteren Hattat Holding’e bağlı HEMA Kandilli İşletmesi’nde çalışan maden işçileri, ücret zammı ve yıllık 1 ton yakımlık kömür isteklerini ilettikleri işverenin olumlu yanıt vermemesi üzerine 14.12.2011 tarihinde 16:00-24:00 vardiyasında iş bıraktı.

İşçiler 3 yıla yakın bir zamandır ücretlerine yapılmadığını ve Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda işçilere sosyal hak olarak 3 ton kömür verildiğini dile getirerek; “aylık 700 Tl. ile 1100 Tl. arası bir ücret karşılığı yerin 500 metre altından kömür çıkarıyoruz. Yaptığımız işin zorluğunu anlatmaya gerek yok. Neredeyse asgari ücret sayılabilecek bir ücretle ve herhangi bir sosyal hakka sahip olmadan madende çalışmak yaptığımız işin karşılığı değildir.” diyerek; işverenin kendilerine kulak vermesini, kamuoyunun kendilerine sahip çıkmasını istediler.

İşçilerin eyleme başlamasının hemen ardından HEMA Kandilli İşletmesi yöneticilerinin, jandarmaya haber vererek sorunu asayiş sorununa indirgemesi, işçileri taşıyan servis şoförlerini arayarak, gece vardiyası ve gündüz vardiyası işçilerini işyerine getirmemelerini söylemesi, eylemin diğer vardiyalarda çalışan işçilerle bütünleşmesini engellemeye yönelik bir tavır olarak algılandı.

15.12.2011 sabahında işyerinin giriş kapısına “iş güvenliği” gerekçesi öne çıkarılmış bir duyuru asan HEMA yönetimi, “İşyerinin ikinci bir duyuruya kadar tatil” etti. Ocak içerisinde yapılması zorunlu işleri yapacak olan ve adları giriş kapısında yazılı olan işçilerin dışında, diğer işçilerin işyerine girmelerine izin vermeyen HEMA Kandilli İşletmesi yönetiminin bu eylemi gerekçe yaparak çok sayıda işçiyi işten çıkarabileceği konuşuluyor.

İşçiler geçmişte kendilerine ücret zammı ve sosyal hak konularında sözler verildiğini, bunun da 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34.maddesindeki “ücretin zamanında ödenmemesi, sözleşmenin uygulanmaması durumunda, işçiler iş görme borcunu yerine getirmeyebilirler. Bu eylem toplu nitelik kazansa bile grev olarak değerlendirilemez.” hükmünün ihlali anlamına geldiğini belirtiler.

İşçiler dün geceden bu yana işletme önündeki bekleyişlerini sürdürürlerken, eyleme Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda örgütlü Genel Maden İşçileri Sendikası Armutçuk Şubesi destek veriyor. HEMA yönetiminin kabul etmesi durumunda; Kandilli Belediye Başkanı, Gökçeler Belediye Başkanı, Kdz Ereğli Belediye Başkanı, Kdz Ereğli Muhtarlar Derneği, Genel Maden İşçileri Sendikası’nın arabuluculuk yapabilecekleri belirtiliyor.

7 Aralık 2011 Çarşamba

karadon grizusu davası başladı

bu davada en önemli soru;madencilik alanında çalışmayan ve deneyimi olmayan inşaat şirketine madencilik işinin ihaleyle verilmiş olmasıdır. bu nedenle sorumlular yukarılara kadar uzanabilecektir.
sorun tek başına sensör sorunu veya bu işten sorumlu olanların ne yaptıkları değildir.alt işveren üst işveren ilişkisi,madenlerde özelleştirme ve iş güvenliği işçi sağlığı açısından denetimin kime-nasıl ait olduğu gibi sorular yanıtsızdır.ayrıca ttk'da ihale alan taşeronların korunması,işlerinin kolaylaştırılması için siyasilerin tavrı,göz yumulan usulsüzlükler gibi durumlar mahkeme sürecinde ve sonrasında dile getirilmelidir.örgütlü olduğu ocakta patlama olmasına rağmen genel maden iş'in müdahil olmaması,duruşmayı izlememesi ayrı bir sorudur.işçilerin ölmesi,her an ölüme açık koşullarda çalıştırılması,işyerlerindeki işlerin taşerona devri gibi olumsuzlar karşısında işçi sendikası bir tavır belirlemeli,davaya müdahil olmalıdır.yoksa alt düzey bir iki kişi cezalandırılıp olay kapatılacak gibi görünüyor...

30 Kasım 2011 Çarşamba

ÖZEL MADEN OCAĞINDA GÖÇÜK: 2 ÖLÜ
Eklenme Tarihi : 30.11.2011

Kandilli'de özel bir maden ocağında meydana gelen göçükte, iki maden işçisi hayatını kaybetti.
Kandilli beldesinde, özel bir maden ocağında sabaha karşı eksi 300 metrede tavan çökmesi yaşandı. Tavan çökmesinin ardından maden işçileri Gökhan Sezer (33) ve Erhan Turhan (27) göçüğün altında kaldı. Maden işçileri, göçük altından çıkarılarak Ereğli Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.

Kandilli beldesinde özel bir maden ocağında meydana gelen göçükte hayatını kaybeden iki işçinin cesedi otopsi için Ankara Adli Tıp'a gönderildi.
İşçilerin aileleri acı haberi alır almaz Ereğli Devlet Hastanesine akın ederken, morg önünde gözyaşlarına boğuldular.
Göçük altında hayatını kaybeden Gökhan Sezer'in (33) babası Nevzat Sezer (54), Ereğli Devlet Hastanesi morgu önünde uzun süre gözyaşı döktü. Kendisinin de Kozlu TTK'dan emekli olduğunu ifade eden acılı baba, 3 Mart 1992 de Kozlu'da yaşanan grizu faciasına şahit olduğunu söyledi.
19 sene önce yaşanan grizu faciasında kendisinin vardiyasının değiştiği için kurtulduğunu belirten baba Nevzat Sezer, göçükte kalan iş arkadaşlarını kurtarmak için diğer madencilerle birlikte çalışma yaptığını ve elleriyle toprağı kazdığını söyledi. Maden kazalarının tamamen önlenmesi için gereken önlemlerin alınmasını isteyen Sezer, "Başka ocaklar sönmesin" dedi.
Göçükte hayatını kaybeden diğer işçi Erhan Turhan'ın (27) da iki çocuk babası olduğu öğrenildi.

ereğli önder gazetesi

YEDİ MART SEKSENÜÇ ÜÇ MART DOKSANİKİ VE TÜM MADEN ŞEHİTLERİNE

hangi köyün yüreği / hangi ananın gözyaşları / tutabilir yasınızı // bilmem kaç yedi kat altında / yatarken yerin / okuttular kur’an’ınızı / yatış şeklinizi bile bilmeden // ilk size kuruldu/ cenazesiz gömütlükler/ -dünyada yüreğim gömüt size-// bilmem kaç yedi kat altında yerin / yatarken sizler / yemin ettim böylesinin sürmeyeceğine // yemin ettim/ yatış şeklinizi bilmeden// bilin ki dostlarım / dimdik ve ayaktasınız / yüreğim gömüt size...// Armutçuk-Kozlu 10/03/92 / salim çalık / GÜLMEKLE AĞLAMAK ARASI (sf.36)

geleceğe dikiliyor gömüt taşları



biliyorum
kendisini kirleterek tükeniyor
umutla süslenmiş gelecek günler

şimdi
bir bir içime gömülüyor
yaşamda alacağı kalan çocuklar
ömrü metaya değişilen işçiler
içime gömülüyor
töreye kurban edilen kadınlar
ve karşılıklı dağlara sürülüyor gençler
gömüt taşları geleceğe dikiliyor
gömüt taşları iki parça yüreğime

şimdi
tepeden tırnağa utançla
__ipe çekiyorum mutluluk düşlerimi
acı ve hüzün ötesi yaralı duygularla
__tenime gömüyorum gülüşlerimi

………………kasım-aralık 2007
salim çalık