HOŞ GELDİNİZ

maden ve madenciliğe ilişkin yazı, fotoğraf, belge ve bilgilerin paylaşılması amacıyla hazırladığım bu sayfaya isteyen herkes katkı sunabilir. bilgi örgütlendikçe anlam kazanır, insan öğrendikçe...

19 Aralık 2014 Cuma

maden işçilerinin aileleri: yevmiyeye zam işe son



akp soma katliamının yarattığı öfkeyi önlemek için; madenci ücretlerinin 2 asgari ücretin altında olamayacağı, çalışma sürelerinin günde 6 saat, haftada 36 saati geçemeyeceği gibi bir takım düzenlemeler yaptı. böylece madenciler üzerinden emek düşmanı yüzünü de gizlemeyi amaçladı.

ancak bu düzenleme meclisten çıkar çıkmaz zonguldak'ta, aydın'da, ermenek'te, soma'da (kamuoyuna yansıyan) binlerce işçi işten çıkarıldı. sendikalar sustu... iş yaşamını düzenlemek ve mevzuatı uygulatmak görevi olan çalışma bakanlığı sustu... bu düzenlemeleri yapan akp sustu... medyanın büyük bölümü sustu...

maden şirketleri ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye yönelik bir tavır içerisine girdiler. bazı işletmelerde ise; bankaya 2 asgari ücret tutarında maaşı yatıran patronlar işçi maaşını alır almaz eski maaştan fazla kısmını elinden almaya başladılar...

şimdi işçiler ve aileleri; "biz eski ücretlerimize de razıyız, yeter ki işten çıkarmalar olmasın" diyorlarsa, bu yalnızca onların suçu değil, zayıflığı hiç değil. bu başta akp olmak üzere emek ve emekçi düşmanı politikaları devlet gücüyle yaşama geçirenlerin, adı sendika olan özünde akp'nin sivil toplum örgütü gibi çalışan yapıların, emekten yana olduğu iddiasıyla siyaset yapan fakat emekçilerden ve emekçi mahallelerinden uzak duranların da suçu ve zayıflığıdır...

örgütsüzlük, gerici-ırkçı yapılara yaklaşarak, onlarla aidiyet bağları kurarak yarın kaygısından kurtulma yanılgısını doğurur. sahip olduğu ve iyi kötü düzenli bir gelir getiren işini sahiplenmeyi, şükretmeyi beraberinde getirir. çaresizlik duygusu büyüdükçe teslimiyet de olağanlaşır ve kanıksanır...

bu nedenle yeni baştan durup düşünmekten başka şansımız ve yolumuz yok.

bu satırların yazıldığı saatlerde hema kandilli işletmesi'ndeki maden işçileri 400-500 metre yerin altında eylemlerine devam ediyorlardı. yani yeraltında kesintisiz olarak 24 saati doldurmalarına 3 saat kaldı. 20 saat elektriksiz kaldığınızı, lambalarınızın yanmadığını, sigara içemediğinizi, ev yemeği yiyemediğinizi, tv. izleyemediğinizi, bilgisayarsız olduğunuzu, çocuklarınızı- eşinizi göremediğinizi düşünün.... 

olağan zamanlarda ölüm kaygısıyla girdiğiniz ve 7,5 saatin geçmesini beklediğiniz ocakta 24 saat kaldığınızı düşünün... yani; ÖLDÜKLERİ ZAMAN HEPİMİZİN DUVARLARINDA BOLCA PAYLAŞTIĞIMIZ MADENCİ RESİMLERİ VAR YA; O RESİMLERİN SAHİPLERİ SAATLERDİR YER ALTINDALAR... BELKİ DE YARIN YAŞAMLARINI ÇALACAK OLAN MADENLER AÇIK KALSIN, İŞTEN ATILAN ARKADAŞLARI GERİ ALINSIN DİYE...

salim çalık

madenci aileleri: biz ölünce değerleniyoruz


hema kandilli işletmesi'nde işten çıkarılan madenci aileleri böyle haykırdılar gerçeği;
BİZ ÖLÜNCE DEĞERLENİYORUZ... yüzlerce madencinin kendilerini ocağa kilitleyerek işten çıkarmaları durdurmaya çalışmalarına yönelik sessizlik ve ilgisizlik daha nasıl anlatılabilir ki?

hema kandilli işletmesi'nde eylem



hema kandilli işletmesi'nde 18.12.2014 tarihinde işten çıkarılan madencilerin aileleri hema kandilli işletmesi'nin önüne gelerek madencilere destek verirken bir tek soru sordular...

çocuklarımız, eşlerimiz ölmeden sesimizi duyacak kimse yok mu? bu işletmenin açılışını akp yaptı ve bize iş, aş sözü verdiler. şimdi çocuklarımız, eşlerimiz işten çıkarılırken neredeler?


hema kandilli işletmesi'nde işten çıkarılan arkadaşlarının geri alınması ve bundan sonra işten çıkarmaların yaşanmaması için maden işçileri ocaktan çıkmıyorlar... 18.12.2014 günü gündüz vardiyasında başlayan eylem halen sürüyor... bu satırların yazıldığı dakikalarda madenciler 27 saattir ocak içerisinde bekliyorlardı...


salim çalık

4 Aralık 2014 Perşembe

4 aralık dünya madenciler günü/ analım mı, kutlayalım mı?

























bilmezsiniz ki

tek başına bir bakış mıdır
____kapılarda asılı duran
bu gözler

siz bilmezsiniz ki
___içinde ölüm de olan
_____kafeslere binmeden
sevdiğinden bir parça alır
__yanlarında taşır madenciler

tek başına bir veda mıdır
___dudaklara kazınmış
_____bu hoşça kal
siz bilmezsiniz ki
kocası eve dönemeyen bu kentin kadınlarını
babası ocakta kaldığında ölümü öğrenen çocukları

siz bilmezsiniz ki
ışığınıza ve ısınıza
____kaç can karıştığını

salim çalık

öldüremezlerse işten çıkarma tehdidiyle kölelik ücretine tutsak etmeye çalışıyorlar; bunu başaramazlarsa işten çıkarıyorlar. açıkça söylemedikleri şey: SİZ NEDEN ÖLMEDİNİZ?

sermaye ve iktidarlar için bir makina kadar değerimizin olmadığını görmek, bilmek, anlamak zorundayız. iş makinalarının sigortasını yaptıran, yağına-suyuna dikkat ettiren sermaye çalıştırdığı işçinin çalışma koşullarını da, yaşam düzeyini de umursamıyor... 

çalışma bakanlığı'nın çalışma yaşamını düzenlemek, denetlemek gibi görevleri olmasına rağmen; "araya giren 50 hatırlı kişinin" isteklerine göre iş yapıyor. denetlediği ocaklarda kitleler halinde ölüyoruz... sonradan buralara küçük para cezaları kesildiğini, ölüme gönderildiğimizi öğreniyoruz....

şimdi de 2 asgari ücreti vermek istemeyenler işten çıkarmalarla, işten çıkarma tehditleriyle bizleri işverenlere karşı rehine olarak kullanıyor. sektörel gelirler açısından bakıldığında türkiye'de ve dünyada en kazançlı sektör olan madencilikte patronlar işçilere 2 asgari ücreti çok görüyorlar. bunu da devletin sırtına yıkmaya çalışıyorlar. işin doğrusu sürekli özelleştirmeden dem vuran akp iktidarı maden şirketlerinin taleplerini kabul etme yolunda. yani devlet destekli özel maden işletmeciliği... yani kamuyu kambur gören iktidar özel sektörü milletin- devletin sırtına bindirecek... bunun için de işçilerin ikna edilmesi gerekiyor. zonguldak'ta, soma'da, ermenek'te, aydın'da vd. işten çıkarmaların, çıkarma listelerinin asılarak işçilerin tedirgin edilmesinin arkasında yatan gerçek budur. BİZLER ÖLÜMÜ GÖRÜP SITMAYA RAZI OLURKEN, DEVLETİN ÖZEL MADEN PATRONLARINA KAYNAK AKTARMASININ DA GEREKÇESİ OLACAĞIZ... " İSTİHDAM ve İŞÇİLERİN EKMEK PARASI "

bu nedenle sınıf eksenli bir örgütlenme ve savaşım kaçınılmazdır. özel maden patronlarına devletin kasasından kaynak aktarılması yerine tüm madenlerin çalışanlarıyla birlikte kamulaştırılmasını, iş cinayetlerinde sorumluluğu olanların cinayetten yargılanmalarını sağlayacak bir örgütlenme... patronla işbirliği yapan sendikaları yerle bir ederek, söz yetki ve karanın çalışanlarda olduğu; üreten biziz yöneten de biz olacağız şiarına uygun bir örgütlenme... tabanın tavanın olmadığı, yönetenin yönetilenin olmadığı bir sınıf örgütlenmesi...

bunu başaramazsak 4 aralık dünya madenciler günü kutlamaları yerine anmalarına tutsak oluruz...

salim çalık


3 Aralık 2014 Çarşamba

kaza da kader de değil; CİNAYET


işçi sağlığı iş güvenliği meclisi'nin verilerine göre;

2014 yılı kasım ayında 

İŞ CİNAYETLERİNDE 123 KİŞİ ÖLDÜRÜLDÜ...

öldürülenlerin;

1'i çocuk, 
3'ü göçmen, 
12'si kadın... 
31'i EMEKLİ...



soma'da işten çıkarmanın anlamı; SİZ NEDEN ÖLMEDİNİZ

13 mayısta 301 kişinin öldürüldüğü soma maden işletmesi'nde 2850 madenci işten çıkarıldı.

geride kalanlara diyorlar ki; SİZ NEDEN ÖLMEDİNİZ?

soma'daki katliam sonrası madencilerin çalışma koşullarını ve yaşam düzeylerini iyileştirecek düzenlemeler yaptığını söyleyen iktidar; soma aş.'nin madencileri rehine gibi kullanarak istediklerini almak için madencileri işten çıkarmasına sessiz kalıyor.


ne istiyor patron; tutuklu olan oğlunun serbest bırakılmasını, mallarına konulan tedbir kararının kaldırılmasını, torba yasa sonrası artan maliyetlerle ilgili devlet desteği...

iş yaşamını düzenleme görevi olan çalışma bakanlığı; soma'da, zonguldak'ta, ermenek'te, aydın'da yaşanan işten çıkarmalar, yasaya uygun olarak ödenen ücretin yarısının daha sonra işçinin elinden alınması gibi durumla karşısında ne yapıyor?

araya giren 50 kişiyi dinliyor... sendikalar mı? onlar örgütlü oldukları yerleri korumak, bunun güvencesini almak dışında teslim olmuş durumdalar... soma'da ise işbirliği içindeler...




(18.06.2014'te bir haber üzerine aşağıdaki satırları yazmıştım.)

dün (17.06.2014) BirGün gazetesi ve hayat tv.de bir haber vardı....
soma'da yaşamını yitiren muhammet girgin adlı işçinin epilepsi hastası olan annesi hastaneye gittiğinde geri çevriliyor. "oğlun öldüğü için artık onun sigortasıyla muayene olamazsın deniyor" ...
anne babanın sigortaları olmadığı için oğullarının sigortasından yararlanıyorlarmış...
2 günde 2 yalanı birden öğrendik...
1. yalan; işçiler iki ay süreyle çalışmayacak ve ücretleri tam olarak yatırılacaktı. yatmadığı için işçiler eylemdeydi dün....
2. yalan; soma'da yaşamını yitirenlerin yakınları şehitlik kanunu kapsamına alınmayacak fakat kanundaki haklardan yararlanacak denmişti. muhammet girgin'in anne babası hastaneden geri çevrildiklerine göre bu da yalan çıkmış oldu...

bu arada madenlerde çalışma saatlerinin 6 saate düşürüleceği, yeraltında çalışanların maaşlarının 3 asgari ücret tutarından az olamayacağı, emeklilik yaşının düşürüleceği gibi kulağa hoş gelen, soma'da birikip ülkede patlayabilecek grizu (emekçi) patlamasını önlemek için söylenen hava alma girişimleri şimdilik etkili olmuşa benziyor... fakat er geç bu grizu yerüstünde patlayacak, yüzlerce madenciyi yakan-boğan gaz er geç yerüstünde kendini gösterecektir...

salim çalık

5 Kasım 2014 Çarşamba

DSC 0349

madenciye 2 asgari ücret çok, 6 saatlik çalışma az - 2

"...
torba yasa ile; madencilerin ücretinin asgari ücretin 2 katından az olamayacağı, günlük çalışma saatinin 6 saati, haftalık 36 saati geçemeyeceği düzenlemesine özel maden işletmecileri" ocakları kapatıyoruz" diyerek yanıt verdiler. ...

olan yine emekçiye olacak gibi görünüyor... örgütsüz, kentindeki siyasi çekişmelerden, çates özelleştirmesinin iptalinin sonuçlarından, yapılmak istenen termik santrallerin yapılamayışı karşısında elini güçlendirme telaşındaki patronlardan haberi olmayan madenciye... 10'ar 10'ar, 100'er 100'er ölen madenciye...."

11 eylül 2014'te 'madenciye iki asgari ücret çok, altı saatlik çalışma az' başlıklı yazımda yazmıştım bu satırları. zonguldak'ın kandilli beldesinde ve bartın'ın amasra ilçesinde maden işletmeciliği yapan hema (hattat holding) bu ay madencilere ödediği maaşları neredeyse tümüyle kesti. dün bankamatiklere giden madenciler hesaplarında 16 tl. ile 250 tl. arasında değişen bir maaş gördüler. şirketin yetkelileri net bir açıklama yapmazken; geçen ay torba yasa gereği 2 asgari ücret tutarında maaş ödeyen hema; "bundan böyle sözleşmedeki ücretin üzerinde ödeme yapmayacağını, 2 asgari ücret tutarında ücret ödemeyeceğini ve geçen ay ödedikleri 2 asgari ücret tutarındaki ödemeyi esas alarak bu ayki ücretlerden düşüldüğünü..."vs. belirttiler. 

bunun üzerine hema çalışanı madenciler hem kandilli  işletmesi'nde hem de amasra işletmesi'nde ocağa girmeyerek eylem yaptılar. kendilerine yeterli ve ikna edici bir açıklama yapılmadı. işçilerin örgütlü olduğu genel maden işçileri sendikası hattat holding yöneticileriyle yaptıkları görüşmelerin ardından; "bundan böyle 2 asgari ücret tutarında değil, torba yasa öncesi sözleşmede olan ücretler üzerinden maaş ödeyecekleri ve mahkemeye başvurmaları..." yönünde yanıt aldılar.

hema yönetimi özellikle kandilli işletmesi'nde türkiye taşkömürü kurumu (TTK)'nun yaptığı ve işletme açısından olumsuzluklar içeren raporunu bahane ederek, işletmeyi yavaş yavaş kapatacağı SÖYLENTİSİNİ yayarak ve 16 kişilik, 20 kişilik, 25 kişilik işten atılacaklar listesi hazırlayarak İŞÇİLERİ TTK'ya KARŞI KIŞKIRTARAK EYLEMLERE ZORLADI. oysa bu dönemde hema kandilli'ye yapmayı planladığı termik santralle ilgili çed raporunu (iki kez süre uzatma verilmesine rağmen) vermemişti ve hukuken santral yapması olanaksızlaşmıştı... yine aynı dönemde (mart 2014'te) TTK ile rödevans sözleşmesinin yenilenmesi, çıkardığı kömür karşılığı ödediği ücretin gözden geçirilmesi, yıllara göre çıkarmayı taahhüt ettiği kömür miktarını düzenleyen maddenin tümüyle iptalini istemişti. (hema şu an 180 - 200 bin ton arasında kömür çıkarabiliyor. 2015 yılında sözleşme gereği 450 bin ton kömür çıkarması gerekiyor. fakat 2015 yılında fiziki olarak 450 bin ton çıkarması olanaklı olmadığı gibi, çıkarsa bile 450 bin ton kömürü yerüstüne çıkarabilecek kuyu ve sistemlere sahip değil) 

bu arada amasra'da kuyu ve galeri işleri yaptığını, kömür çıkarmadığını ileri sürerek maden işletmesini inşaat şirketine dönüştürerek, kendisinin maden şirketi olmadığını ve 2 asgari ücret ve 6 saatlik günlük çalışma süresi, yıllık izinlerin 4 gün artırılması gibi düzenlemelerden kurtulmaya çalışacağı haberleri tartışılmaya başlandı. (ücrete bağlı olarak işten çıkarmalarda, emeklilikte kıdem tazminatının artması, sigorta primlerinin artması, emeklilik yaşı, yevmiye üzerinden verdiği bayram harçlıkları gibi çok sayıda unsurdan da kurtulmaya çalışıyor.)
hattat holding'e bağlı hema kandilli ve hema amasra işletmesi'nde yaşananların kısa özeti bu... ermenek'te ne diyordu başbakan; "işçiler yasalardan doğan hakları ihlal edilen madenciler bize şikayette bulunsunlar..." enerji bakanı ne diyordu; "mevzuata uymayan kim olursa olsun, sorumlu olanlardan hesabını sorarız..." madenciler haziran ayından bu yana TTK'ya, zonguldak valiliğine şikayette bulunuyorlar; hemde yüzlerce kişi 40 km.lik yolu yürüyerek. sendika yönetimi medya üzerinden sorunu gündeme getirmeye çalışıyor... işçilerle birlikte meclis'te zonguldak milletvekilleriyle, enerji ve çalışma bakanlıkları üst yönetimleriyle görüşüp hema'nın yaptıklarını anlattılar... sonuç; MADENCİYE 2 ASGARİ ÜCRET ÇOK 6 SAATLİK GÜNLÜK ÇALIŞMA AZ !

hema bölge çalışma müdürlüğü'ne yaptığı bildirimde 22 ekimden itibaren kandilli işletmesi'nden 489 kişiyi işten çıkaracağını belirtti. amasra'da inşaat şirketi kurarak torba yasanın madenciler lehine getirdiği kısmi iyileştirmeyi işlevsizleştirmeye çalışıyor, geçtiğimiz ay yeni yasaya göre ödediği ücretleri bu ayki maaşlardan kesiyor... o zaman;

işverenlerin yasaları uygulamadığı koşullarda madencilerin her türlü eylemi ve talebi meşrudur. hema'ya karşı çalıştırılmayan yasaların madencileri bağlaması söz konusu değildir, olmamalıdır... bu nedenle madenciler hem torba yasa ile verilmiş haklarını hem de işlerine-işyerlerine sahip çıkmak; olası toplu işten çıkarmalara karşı işyeri işgalini tartışmalıdır.
valiliğe toplu bir dilekçe iye başvurup; hema'nın hukuku çiğnediği belirtilerek bölge çalışma müdürlüğü'nü görevlendirmesi... 
ttk'ya toplu bir dilekçe ile başvurarak; madenin gerçek sahibinin halk olduğu, halk adına madenlerdeki her türlü düzenlemenin ttk tarafından yapıldığı hatırlatılmalıdır. ayrıca halkın malı olan madenlerde halkın bir bölümünün (çalışanların) hema tarafından rehine gibi kullanıldığı bir kez daha anlatılıp, işletme ruhsatının iptal edilerek ttk tarafından işletilmesi (kamulaştırılması) talep edilmelidir... 

tüm bunların yanında zonguldak'ta bir miting düzenlenerek; karadon, kozlu, soma, ermenek ocaklarındaki katliamların özelleştirme, işletme hakkı devirleri (rödevans) ve taşeronlaştırmadan kaynaklandığı (bir kez daha) gündeme taşınarak, gerekirse süresiz bir eylem örgütlemenin adımları atılmalıdır... hema işçilerinin temmuz ayındaki mitinglerinde taşıdığı dövizlerden birinde; YER BİZİM İŞ BİZİM AŞ BİZİM yazıyordu... madenlere karışan kan ve canlar da dikkate alındığında bu söz çok daha anlamlıdır... SAVAŞLA (KANLA) KURULAN BU ÜLKEDEN VAZGEÇMİYORSAK, EMPERYALİZME KARŞI ÇIKIYORSAK; BİNLERCE MADENCİNİN CANIYLA BUGÜNLERE GETİRİLEN MADENLERDEN DE VAZGEÇMEMEK, BİR AVUÇ AZINLIĞIN HUKUKSUZLUĞUNA VE SÖMÜRÜSÜNE KARŞI ÇIKMAK AYNI DERECEDE ÖNEMLİDİR, YAŞAMSALDIR.... ve:

EKMEK YOKSA BARIŞ DA YOK


salim çalık / 05.11.2014



30 Ekim 2014 Perşembe

ss'ler

ermenek'teki ocağın (görünen) sahibi; "bu olay önlenemez bir kaza. trafik kazası gibi"
akp'li burhan kuzu "sel felaketi"

SERMAYE- SİYASET- (SARI) SENDİKA- TERÖRÜ (ve İŞBİRLİKÇİ MEDYA)

salim çalık





kara düzen yönetim, kara düzen işletmecilik

maden işçilerinin ücretlerinin 2 asgari ücret tutarından az olamayacağı ve günlük çalışma saatinin 6 saati geçemeyeceğini düzenleyen torba yasa sonrası; zonguldak, aydın, soma vb. birçok maden işletmesinde olduğu gibi; eremenek'teki bu ocağın patronu da maliyetleri gerekçe yaparak işçileri eve gönderdi ve eyleme zorladı...

bu ocakta 1 ay üretim yapılmadı, çalışılmadı. madencilikten az çok anlayan herkes bilir ki; 10-15 gün çalışılmayan, yeterince bakım yapılmayan (suyu dışarı basılmayan, gazı ölçülmeyen, tahkimatları ocak içi direkleri kontrol edilmeyen vb.) ocaklarda risk artar.

bu ocağın yakınlarında bir baraj olduğu, konya havzasının yeraltı su yapısı dikkate alındığında ocak içi çalışmalarda 25 metrelik kontrol sondajlarıyla gaz ve suyun durumunun ölçülmesi gerekirdi. bunun yapılmadığı kesin görünüyor... bu kontrol sondajları madenciliğin olmazsa olmazlarındandır. ister18 işçinin sular altında kaldığı ocağın yanındaki terk edilmiş ocakta biriken suyun, ister yeraltı su kaynaklarının sonucunda olsun; bu sondajlar yapılmış olsaydı çalışma yapılan yer ile su arasındaki duvar kalınlığı da görülebilirdi.

kozlu'da yapılmayan bu sondajlar metan degajına yol açıp 8 madencinin göçükte kalarak ölümüne yol açmıştı, sanırım ermenek'te de boğulmalarına yol açacak...

ermenek’te ocak içindeki suyun tahliye edilmesi için bahçe sulamakta kullanılan hortumlardan az daha büyük hortumlar kullanılıyor. oysa 1992 yılındaki kozlu grizusu sonrası ocaklardaki yangını söndürmek için bütün ocak suyla doldurulmuş, sonra su tekrar dışarı tahliye edilmiştir. buradaki su miktarı bin ton değil, milyon tonla ifade edilebilecek miktardaydı ve günde 30 bin tona yakın su tahliye edilebiliyordu. anlayamadığım enerji bakanlığı ttk’nın bu araç gereçlerini neden kullanmıyor; dönemin yönetici ve teknik elemanlarından bilgi almıyor?

İktidar bir yasa çıkarıyor, işveren görünümlü sermaye teröristleri uygulamıyor; kimse de “kardeşim herkes yasalara uymak zorundadır” diyemiyor… birileri bakıyor madencilikte iyi para var, iktidar gelecek yılların elektrik üretimini termik santrallere bağlamış, %40’a çıkarma kararı almış; bakkal dükkanı açar gibi maden ocağı açmış… devlet memur, işçi alımlarında diploma, branş şartları koyarak yoksulların imanını gevretirken; maden şirketi kuruyorum diyenlere deneyim, bilgi, sermaye birikimi, yeterlilik gibi soruları sormadan ruhsat veriyor.

sonuç; ermenek, soma, mustafa kemal paşa, dursunbeyli, afşin elbistan, kozlu, karadon…. yani kara düzen yönetim, kara düzen işletmecilik...

salim çalık

canlarımızdır bizim maliyetimiz

Osman Çoksöyler
Hüsnü Çolak
Ali Haznedar
Kerim Haznedar
Mehmet Tokat
Hüseyin Çolak
İsa Gözbaşı
Bahri Üzer
Kamil Yaman
Tezcan Gökçe
Uğur İlhan
Hüseyin Gültekin
İsmail Gürses
Mehmet Baha
Mehmet Özcan
Hasan Tuncer
Recep Çiloğlu ,
Ömer Cansu

her zaman olduğu gibi hepsinin adı UMUT şimdi. "umut fakirin ekmeği ye babam ye" demekten vazgeçip, UMUT'un yanına kavgayı, bilimi, dayanışmayı eklemek zorundayız. sözleşmeyle, savaşımla alınamayan ücret artışları, emeklilik yaşının düşürülmesi, çalışma sürelerinin düzenlenmesi gibi haklar 301 MADENCİNİN BEDELİ olarak verildi bize. 

umut olmamakla birlikte, yeniden ocak başlarında çakılı kalmamak için, yaşama hakkımız için, sevdiklerimiz için, insan olduğumuz için İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ düzenlemeleri ve denetimlerin bağımsız, özerk (içinde emek örgütlerinin de olduğu) kurullar tarafından yapılması için ayağa kalmak zorundayız.

bizi işsizlikle tehdit edip, kendileri hesabına eyleme zorlayan patronlar için değil can güvenliğimiz için ayağa kalkmak zorundayız.

patronların maliyetleri için yeni düzenlemeler yapan iktidara; İŞÇİLERİN MALİYETİ CANLARI OLUYOR ! MALİYETLERİMİZİ EN AZA İNDİRECEK (CAN GÜVENLİĞİMİZİ SAĞLAYACAK) DÜZENLEMELER İSTİYORUZ DİYEREK AYAĞA KALKMA ZAMANIDIR...


salim çalık

suçluyuz, suçlusunuz, suçlular

"...
MÜJDEYİ KAYMAKAM VERDİ
İşçilerin Uşak'ta bekleyişi sürerken müjdeli haberi Soma Kaymakamı Bahattin Atçı verdi. Kaymakam Atçı yaptığı açıklamada, “İŞKUR Genel Müdürü ile gece görüştük. Perşembe günü paraların ödeneceği söylendi. Paralar İŞKUR'dan ödenecek. Ardından kurum ödemeyi şirketten tahsil edecek. İşçilerimiz şu an Ankara yolunda. Arayıp kendilerini bilgilendireceğiz. Hayırlısı olsun” dedi.
Uşak'a giden işçilerin Uşak ve Manisa Valisi ile görüştüğü, taleplerinin gerekli yerlere iletileceğinin belirtilmesi üzere otobüslerle Soma'ya hareket ettiği öğrenildi."

2 gün önce "soma'lı madenciler haklarını almak için ankara'ya yürüyorlar" şamatası böyle sonuçlandı. bu alıntı kendisine sol'cu süsü veren bir gazeteye ait. fakat yürüyüş başladıktan sonra bir çok çevre, parti, "sınıf" adına söz söylediğini iddia eden gazete, site ve kişi benzer bir abartıyla haber geçtiler...


ilk sözüm tv.lere bağlanıp "dönmeyeceğiz" iddiasıyla açıklama yapan işçi ve sendikacılara (genel olarak işçilere)... nazım'ın söylediği gibi..."akrep gibisin kardeşim..."

ikinci sözüm bu yürüyüş oyununu araştırmadan, incelemeden haber yapanlara; kitle kuyrukçuluğu yapıyorsunuz. yanlarına bile uğramadığınız, halini hatırını ancak büyük katliamlarda sorduğunuz işçilerin kullanıldığını görmeniz için ne gerekiyordu? yaptığınız-verdiğiniz haberle toplumu, yüzünü işçilere dönmüş olanları yanıltmaya, (hatta) umutlandırmaya ne hakkınız vardı? işçilerin soma'ya dönüşlerini niye haber yapmadınız?

üçüncü sözüm partilere; soma'da veya ermenek'te oy aldığınız seçmenlerden, üyelerinizden ölenler olmadı mı? neden idari-adli süreçlerde resmen müdahillik talebinde bulunmuyorsunuz? başka konu ve olaylarda onbinlerle alanlara çıkıyorsunuz da, işçiler onar onar, yüzer yüzer ölürken nerelerdesiniz?

dördüncü sözüm meslek örgütlerine; siz neden bu katliamların fikri takibi ve raporlama işinin bir adım ötesine geçip, mahkemelerde müdahil olmuyorsunuz? tamam üyeleriniz de töhmet altında. iki arada bir derede kalmış gibisiniz; iyi de insanlar ölüyor, katlediliyor...

beşinci sözüm sermayeye ve iktidara; bu ülkede terörün her türünü (pkk, trafik, erkek vb.) yaratıyor, haberlerini yaptırıyorsunuz. önlem almayarak, hazırladığınız yasa ve yönetmeliklere uyulmasını sağlamayarak, iç ve bakanlık denetimlerini yapmayarak, rant ve kar uğruna ölümlere göz yumarak, umursamayarak SERMAYE TERÖRÜ yaratıyorsunuz. ve yarattığınız bu terör her yıl yaklaşık 1500 kişinin ölümüyle sonuçlanıyor, suçlusunuz...

salim çalık

20 Eylül 2014 Cumartesi

geçmiş zaman olur ki; hüzün kardeşleşir sevinçle, sevinçler hüzünle

madenci
alnındaki ışık birleşince kazmasıyla/ aydınlanır ülkem/ sevda türküsü olur / kavgam yankılanır

madenci
ölümle kalım arasında sigaradan çekilen son nefesler

madenci
ölüme yakın olmanın tedirginliğidir /dolanır kuyubaşlarında

madenci
ne düşünür ağır ağır yürürken kuyuya doğru/ "selametle" denerek uğurlamanın, "geçmiş olsun" denerek karşılanmanın ruhunda bıraktığı izi ne silebilir...

madenci
şaşırmamak elde mi? nasıl dayanılır bu savaşıma, yorgunluğa ve sömürüye


 grizu 

toplu ölümler, toplu ağıtlar
kuyubaşından köylere grizu acısı düşmeye görsün yüreklere

toplu ölümler, toplu ağıtlar
yeraltında ölümü paylaşır erkekler, kadınlar acıları yerüstünde

yeraltında-yerüstünde madenci kenti
ZONGULDAK

kömüre kurulu ömür
yeraltında erkekler, yerüstünde kadınlar...

madenci korteji
ulusal bayramlarda kortejlere katılarak yürüyen maden işçileri... madencilerin bayramlarda kortejlerde yürümesi 1980'lerin sonuna kadar sürmüştür...

kandilli (eski istasyon)
ne kömür kokusu/ ne tren çığlıkları/ tarihi çalındı kentimin

kandilli (eski istasyon)
bir bir ocağa yöneliyor ayaklar/ vardiyayı haber veriyor yükselen dumanlar

kandilli (istasyon)
madenci çocukları/ parlatıyor ayakkabılarını/ kömür tozuna bulanacak madencilerin

kandilli (eski iskeleler) aspratör
kaç mavna yanaştı kıyılarına/ kaç madencinin alın teri yüklendi mavnalara...ne mavnalar kaldı/ ne iskeleler/ denizden başladılar kentimi yıkmaya... buhar tribünlü kuvvet santralı olan ana bina yıkılarak (2008), hurdaya satıldı demir aksamı



kandilli/ tarihi payton (varagel)
ne yapan belli, ne yaşı, kimler denize ulaştı seninle/ kimler eve... kandilli deniz kenarındaki italyan yapımı payton... kandilli'nin simgesi olan bu payton korunup, işler duruma getirilebilirse zonguldak'ın da simgelerinden biri olabilir.

öğrenci taşıtı
ereğli kömürler işletmesinin çalışanlarının çocuklarını ilçe merkezindeki okullara taşıyan tahta kasalı araçlarından biri...

eski zonguldak
kömürle başlayan yaşamın ilk adımları

19 Eylül 2014 Cuma

gmis armutçuk şubesi'nden eylem kararı


enerji bakanlığı, türkiye taşkömürü kurumu (ttk) karşısında elini güçlendirmek için işçileri eyleme zorlamak amacıyla 16 işçiyi işten çıkaran, ardından 13 kişinin daha çıkarılacağı "bilgisini" yayan hattat holding'e bağlı hema kandilli işletmesi'nde eylem kararı alındı.

6 ay kadar önce rödevans sözleşmesinin gözden geçirilme talebinde bulunan hema kandilli işletmesi istediği düzenlemeleri yaptıramamıştı. ardından 13 mayıs'ta yaşanan soma katliamı ve takip eden günlerde ttk elemanlarının hema kandilli işletmesi'ndeki denetim raporunu gerekçe yapan şirket 20 madenciyi işten çıkardığını açıklamıştı. (bu arada yeni listenin de hazırlandığı bilgisini yaydı ! )

16 temmuz'da ttk önünde eylem yapan hema kandilli işletmesi madencileri buradan valiliğe yürümüş, valilikte sendika yöneticileri, işçilerin seçtiği temsilciler görüşmeler yapmıştı. bu görüşmede;

İŞLETMENİN GELECEĞİ NETLEŞİNCEYE KADAR YENİ İŞTEN ÇIKARMALARIN OLMAYACAĞI, ÇIKARILAN İŞÇİLERİN İSE GERİ ALINACAĞI BELİRTİLMİŞTİ.

16 temmuzdan sonra da hema kandilli işletmesi 3 kez işten çıkarma listesi asmış, araya giren siyasiler, sendika yöneticilerinin girişimleriyle işten çıkarmalar durdurulmuştu. 1 hafta önce 16 kişiye yine çıkış verildi. bugün ise 13 kişinin daha çıkarılacağı bilgisi 'yayıldı'. bunun üzerine genel maden iş (gmis) armutçuk şube yönetimi bugün bir basın açıklaması yaptı.

hema işletmesi'nde çalışan işçilere destek veren bur grup ttk işçisinin de bulunduğu basın açıklamasında yetkililerin sorunun çözümü için adım atması istenirken; işten atılan işçilerin alınmaması ve yeni çıkarmalar olması durumunda 22.09.2014 tarihinde eyleme başlayacaklarını açıklayan armutçuk şube başkanı isa mutlu; madencilerin kendilerini kullandırmayacağını belirtti.

torba yasa sonrası  madenci ücretlerine yapılan kısmi düzenleme ve çalışma saatlerinin günlük 6 saat, haftalık 6 saat olarak düzenlenmesiyle maliyetlerin arttığı gerekçesiyle işçileri ücretsiz izine çıkaran zonguldak'taki 22 maden şirketi de; işçilere eylem yaptırmıştı. böylece enerji bakanlığı ve ttk üzerinde kamuoyu baskısı ve işsizlik korkusu yaratarak istediklerini almayı düşünüyorlar. zonguldak sanayi odası başkanı salih demir talepleri sıralarken; rödevans ücretinin kaldırılmasını, verimli sahalara da ruhsat verilmesini, çıkarılan kömüre alım garantisi, işçi sgk primlerinin devletçe karşılanmasını, iş güvenliği harcamalarının yarısının vergiden düşülmesini... istemişti.

hema'nın ne istediğini tam olarak bilmiyoruz. ancak sözleşme gereği 2015 yılında 450 BİN ton kömür üretmesi gerektiğini ve 2014 yılında 200 BİN tona ancak ulaşabildiklerini biliyoruz. ayrıca 450 bin kömür çıkarsa da bu kömürün yerüsütüne naklinde de sıkıntılar yaşanacağı söyleniyor. bir yandan soma'yı, bir yandan ttk elemanlarının hazırladığı raporu öne süren hema istediklerini alabilmek için işçileri eyleme zorluyor. oysa aynı hema ortada soma ve ttk'nın raporu yokken ttk'dan düzenleme istemişti...

bir de uyarı yapayım. hema'nın yeni düzenleme sonrası artan işçi ücretleriyle ilgili hesap yaptığını söylemek kehanet değil. kendi sorununu çözdükten sonra yine de işçi çıkarma veya maliyetlerin bir bölümünü işçilere yönelik düzenlemelerle düşürmeye çalışacağı unutulmamalı. bunun ilk adımını attı; bugüne kadar 30 gün yeraltı ücreti alan makina bakım, elektrik atölyesi çalışanlarının bir kısmının durumu yeniden düzenlenecek. böylece bazı işçiler 30 gün yerine 15 gün yeraltı ücreti alacaklar. ileride bunun yeraltı işçilerini yerüstünde görevlendirme yoluyla yaygınlaşmayacağının garantisi var mı...? bu nedenle sendikanın da, hema'da çalışan madencilerin de işleriyle birlikte bugüne kadar kazanılmış hak olan haklarına da sahip çıkmaları gerekmektedir...

salim çalık

işletmeler bitti, sıra lojmanlarda, arsalarda


türkiye taşkömürü kurumu (ttk) armutçuk müessesesi'nin lojmanlarının satılmak istenmesiyle ilgili olarak genel maden işçileri sendikası (gmis) armutçuk şubesi'nin düzenlediği toplantı 10.09.2014 tarihinde ttk armutçuk misafirhanesi'nde yapıldı.
gmis armutçuk şubesi'nin düzenlediği toplantıya kandilli belediye başkanı mustafa aydın, gökçeler mahalle muhtarı, yayla-şehitlik mahalle muhtarı, amele birliği armutçuk şube yöneticileri ve lojmanlarda oturan çalışanlar katıldı.
lojmanların kurum çalışanların ikameti için yapıldığı belirtilen toplantıda; lojmanlarda oturan işçilerin bazıları "oturdukları lojmanları alabilecek durumda olmadıklarını, başkalarına satılması durumunda taşınmak zorunda kalacaklarını ve mağdur olacaklarını dile getirdiler.
satılmasını isteyen az sayıdaki çalışan ise; lojmanların bakımsız olduğunu, bu durumlarıyla kandilli'nin gelişmesinin önünü kestiğini belirttiler.
kandilli belediye başkanı mustafa aydın ise; ihale kanunu açısından, mülkiyet açısından olaya bakılması gerektiğini, bölgenin merkezinin lojmanlardan oluştuğunu, nüfusun üçte birinin lojmanlarda oturanlardan oluştuğunu söyledikten sonra; "bana kalsa mimari özelliğinin de korunması şartıyla ve ileride de satılamayacak biçimde belediyeye devrini isterim." dedi.

ardından çalışanlara tek tek görüşleri soruldu. toplantıya katılanların % 80'den fazla satılmaması, satılacaksa ödeme kolaylıkları sağlanarak lojmanda oturmakta olanlara satılması gerektiği yönünde görüş belirttiler.

sendikanın, belediyenin, mahalle muhtarlarının ve kandilli'deki diğer stk'ların da sürece dahil edilerek, toplantıdaki kararlar doğrultusunda çalışmalar yapılması yönünde oluşturulan ortak görüşle toplantı sona erdi...

salim çalık

12 Eylül 2014 Cuma

madenciye 2 asgari ücret çok, 6 saatlik çalışma az

kandilli hema işletmesi işçiler için olduğu kadar işverenler için de okul oldu... 2006 yılından bu yana; hema maden işçileri işyerine ambulans alınması için, taşeronların sözleşmelerinin iptali için, ücretlerine zam yapılması için, işten çıkarılan arkadaşlarının geri alınması için 7 kez eylem yaptılar ve genel olarak sonuç aldılar.

hema kandilli işletmesi rödevans sözleşmesindeki koşulları yerine getiremeyeceğini anlayınca ttk (türkiye taşkömürü kurumu) ile sözleşmeyi yenilemek istedi. bu arada soma'daki katliam gerçekleşti; ardından ttk yetkililerinin hema'da yaptığı denetim sonrası hema işyerini kapatacağını duyurdu...
bir yandan da, kendine yakın şef, tekniker, mühendisler aracılığıyla işçileri (sendikaya rağmen) örgütleyerek 16 temmuz 20014 tarihinde zonguldak'a ttk genel müdürlüğü önüne, ardından valiliğin önüne yığdı. öncesinde de 25 kişiyi işten attığını, kapatmayı zamana yayarak peyderpey işçi çıkacağı izlenimini (ve haberini) yaydı...

ağustos ayında bir eylem daha yaptılar... sonra bir grup işçi ve genel maden işçileri sendikası yöneticileri ankara'ya iktidar partisi bölge milletvekilleriyle görüşmeye gittiler... ve hema ile enerji bakanlığı arasında hukuki altyapının oluşturulması için görüşmelerin sürdüğü, sorunun çözüleceği açıklandı.

torba yasa ile; madencilerin ücretinin asgari ücretin 2 katından az olamayacağı, günlük çalışma saatinin 6 saati, haftalık 36 saati geçemeyeceği düzenlemesine özel maden işletmecileri" ocakları kapatıyoruz" diyerek yanıt verdiler. eğer bu kararı uygularlarsa 12 EYLÜL 2014 günü saat 00:00'da işçilere iş vermeyip geri çevirecekler...

hema''nın öğreticiliği burada başlıyor. 2 aydır işçileri işsiz bırakma, işyerini kapatma tehdidi ile işçileri eyleme zorlayan, sendikayı ve yerel yöneticileri köşeye sıkıştıran hema'nın elde ettiği kazanımlar diğer ocak sahipleri için de ders olmuşa benziyor. şimdi onlar da; işçilere, yerel yöneticilere, diğer güç odaklarına iş-aş kapımıza sahip çıkalım diyerek siyasi iktidara ve ttk'ya baskı oluşturmaya çalışacaklar. ayrıca hema'nın zonguldak'ta güç odağı olmasının önüne geçip denge kurmaya çalışacaklar... çünkü zonguldak'ta 22 şirketin yaptığı toplantıda hema kapatma kararına uymayacağını açıklamış durumda...

olan yine emekçiye olacak gibi görünüyor... örgütsüz, kentindeki siyasi çekişmelerden, çates özelleştirmesinin iptalinin sonuçlarından, yapılmak istenen terkim santrallerin yapılamayışı karşısında elini güçlendirme telaşındaki patronlardan haberi olmayan madenciye... 10'ar 10'ar, 100'er 100'er ölen madenciye....

salim çalık

ilgilenenler için linkler

https://www.facebook.com/notes/salim-%C3%A7al%C4%B1k/yer-bizim-i%C5%9F-bizim-a%C5%9F-bizim/1507125086169202

http://www.pusulagazetesi.com.tr/haber.php?

http://demirmedya.net/haber-314424-OCAKLAR_KAPATILDI_5_BIN_KISI_ISSIZ_KALDI.html

17 Temmuz 2014 Perşembe

hema kandilli maden işletmesi işçilerinin eylem görüntüleri

Zonguldak'ta Türkiye Taşkömürü Kurumu'na ait (Kandilli) maden ocağında rödovans sözleşmesiyle kömür işletmeciliği yapan Hattat Holding'e bağlı Hema Kandilli İşletmesi'nin işletmeyi kapatacağını açıklayarak peyderpey işçi çıkarmaya yönelmesi ve ilk etapta 20 işçiye işten atıldıkları yönünde bildirimde bulunması üzerine maden işçileri 16.07.2014 tarihinde TTK Genel Müdürlüğü önünde basın açıklaması ve oturma eylemi yaptılar.
burada sonuç alamayacaklarını görmeleri üzerine valilik önüne yürüyen işçiler yapılan görüşmeler sonrası işten atılmaların durdurulduğu ve atıldığı söylenen işçilerin atılmayacağı sözünün verilmesi üzerine eylemlerine son verdiler...
konuyla ilgili yazı:  http://madencininsesi.blogspot.com.tr/2014/07/yer-bizim-is-bizim-as-bizim.html
































































YEDİ MART SEKSENÜÇ ÜÇ MART DOKSANİKİ VE TÜM MADEN ŞEHİTLERİNE

hangi köyün yüreği / hangi ananın gözyaşları / tutabilir yasınızı // bilmem kaç yedi kat altında / yatarken yerin / okuttular kur’an’ınızı / yatış şeklinizi bile bilmeden // ilk size kuruldu/ cenazesiz gömütlükler/ -dünyada yüreğim gömüt size-// bilmem kaç yedi kat altında yerin / yatarken sizler / yemin ettim böylesinin sürmeyeceğine // yemin ettim/ yatış şeklinizi bilmeden// bilin ki dostlarım / dimdik ve ayaktasınız / yüreğim gömüt size...// Armutçuk-Kozlu 10/03/92 / salim çalık / GÜLMEKLE AĞLAMAK ARASI (sf.36)

geleceğe dikiliyor gömüt taşları



biliyorum
kendisini kirleterek tükeniyor
umutla süslenmiş gelecek günler

şimdi
bir bir içime gömülüyor
yaşamda alacağı kalan çocuklar
ömrü metaya değişilen işçiler
içime gömülüyor
töreye kurban edilen kadınlar
ve karşılıklı dağlara sürülüyor gençler
gömüt taşları geleceğe dikiliyor
gömüt taşları iki parça yüreğime

şimdi
tepeden tırnağa utançla
__ipe çekiyorum mutluluk düşlerimi
acı ve hüzün ötesi yaralı duygularla
__tenime gömüyorum gülüşlerimi

………………kasım-aralık 2007
salim çalık