HOŞ GELDİNİZ

maden ve madenciliğe ilişkin yazı, fotoğraf, belge ve bilgilerin paylaşılması amacıyla hazırladığım bu sayfaya isteyen herkes katkı sunabilir. bilgi örgütlendikçe anlam kazanır, insan öğrendikçe...

19 Aralık 2014 Cuma

maden işçilerinin aileleri: yevmiyeye zam işe son



akp soma katliamının yarattığı öfkeyi önlemek için; madenci ücretlerinin 2 asgari ücretin altında olamayacağı, çalışma sürelerinin günde 6 saat, haftada 36 saati geçemeyeceği gibi bir takım düzenlemeler yaptı. böylece madenciler üzerinden emek düşmanı yüzünü de gizlemeyi amaçladı.

ancak bu düzenleme meclisten çıkar çıkmaz zonguldak'ta, aydın'da, ermenek'te, soma'da (kamuoyuna yansıyan) binlerce işçi işten çıkarıldı. sendikalar sustu... iş yaşamını düzenlemek ve mevzuatı uygulatmak görevi olan çalışma bakanlığı sustu... bu düzenlemeleri yapan akp sustu... medyanın büyük bölümü sustu...

maden şirketleri ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye yönelik bir tavır içerisine girdiler. bazı işletmelerde ise; bankaya 2 asgari ücret tutarında maaşı yatıran patronlar işçi maaşını alır almaz eski maaştan fazla kısmını elinden almaya başladılar...

şimdi işçiler ve aileleri; "biz eski ücretlerimize de razıyız, yeter ki işten çıkarmalar olmasın" diyorlarsa, bu yalnızca onların suçu değil, zayıflığı hiç değil. bu başta akp olmak üzere emek ve emekçi düşmanı politikaları devlet gücüyle yaşama geçirenlerin, adı sendika olan özünde akp'nin sivil toplum örgütü gibi çalışan yapıların, emekten yana olduğu iddiasıyla siyaset yapan fakat emekçilerden ve emekçi mahallelerinden uzak duranların da suçu ve zayıflığıdır...

örgütsüzlük, gerici-ırkçı yapılara yaklaşarak, onlarla aidiyet bağları kurarak yarın kaygısından kurtulma yanılgısını doğurur. sahip olduğu ve iyi kötü düzenli bir gelir getiren işini sahiplenmeyi, şükretmeyi beraberinde getirir. çaresizlik duygusu büyüdükçe teslimiyet de olağanlaşır ve kanıksanır...

bu nedenle yeni baştan durup düşünmekten başka şansımız ve yolumuz yok.

bu satırların yazıldığı saatlerde hema kandilli işletmesi'ndeki maden işçileri 400-500 metre yerin altında eylemlerine devam ediyorlardı. yani yeraltında kesintisiz olarak 24 saati doldurmalarına 3 saat kaldı. 20 saat elektriksiz kaldığınızı, lambalarınızın yanmadığını, sigara içemediğinizi, ev yemeği yiyemediğinizi, tv. izleyemediğinizi, bilgisayarsız olduğunuzu, çocuklarınızı- eşinizi göremediğinizi düşünün.... 

olağan zamanlarda ölüm kaygısıyla girdiğiniz ve 7,5 saatin geçmesini beklediğiniz ocakta 24 saat kaldığınızı düşünün... yani; ÖLDÜKLERİ ZAMAN HEPİMİZİN DUVARLARINDA BOLCA PAYLAŞTIĞIMIZ MADENCİ RESİMLERİ VAR YA; O RESİMLERİN SAHİPLERİ SAATLERDİR YER ALTINDALAR... BELKİ DE YARIN YAŞAMLARINI ÇALACAK OLAN MADENLER AÇIK KALSIN, İŞTEN ATILAN ARKADAŞLARI GERİ ALINSIN DİYE...

salim çalık

madenci aileleri: biz ölünce değerleniyoruz


hema kandilli işletmesi'nde işten çıkarılan madenci aileleri böyle haykırdılar gerçeği;
BİZ ÖLÜNCE DEĞERLENİYORUZ... yüzlerce madencinin kendilerini ocağa kilitleyerek işten çıkarmaları durdurmaya çalışmalarına yönelik sessizlik ve ilgisizlik daha nasıl anlatılabilir ki?

hema kandilli işletmesi'nde eylem



hema kandilli işletmesi'nde 18.12.2014 tarihinde işten çıkarılan madencilerin aileleri hema kandilli işletmesi'nin önüne gelerek madencilere destek verirken bir tek soru sordular...

çocuklarımız, eşlerimiz ölmeden sesimizi duyacak kimse yok mu? bu işletmenin açılışını akp yaptı ve bize iş, aş sözü verdiler. şimdi çocuklarımız, eşlerimiz işten çıkarılırken neredeler?


hema kandilli işletmesi'nde işten çıkarılan arkadaşlarının geri alınması ve bundan sonra işten çıkarmaların yaşanmaması için maden işçileri ocaktan çıkmıyorlar... 18.12.2014 günü gündüz vardiyasında başlayan eylem halen sürüyor... bu satırların yazıldığı dakikalarda madenciler 27 saattir ocak içerisinde bekliyorlardı...


salim çalık

4 Aralık 2014 Perşembe

4 aralık dünya madenciler günü/ analım mı, kutlayalım mı?

























bilmezsiniz ki

tek başına bir bakış mıdır
____kapılarda asılı duran
bu gözler

siz bilmezsiniz ki
___içinde ölüm de olan
_____kafeslere binmeden
sevdiğinden bir parça alır
__yanlarında taşır madenciler

tek başına bir veda mıdır
___dudaklara kazınmış
_____bu hoşça kal
siz bilmezsiniz ki
kocası eve dönemeyen bu kentin kadınlarını
babası ocakta kaldığında ölümü öğrenen çocukları

siz bilmezsiniz ki
ışığınıza ve ısınıza
____kaç can karıştığını

salim çalık

öldüremezlerse işten çıkarma tehdidiyle kölelik ücretine tutsak etmeye çalışıyorlar; bunu başaramazlarsa işten çıkarıyorlar. açıkça söylemedikleri şey: SİZ NEDEN ÖLMEDİNİZ?

sermaye ve iktidarlar için bir makina kadar değerimizin olmadığını görmek, bilmek, anlamak zorundayız. iş makinalarının sigortasını yaptıran, yağına-suyuna dikkat ettiren sermaye çalıştırdığı işçinin çalışma koşullarını da, yaşam düzeyini de umursamıyor... 

çalışma bakanlığı'nın çalışma yaşamını düzenlemek, denetlemek gibi görevleri olmasına rağmen; "araya giren 50 hatırlı kişinin" isteklerine göre iş yapıyor. denetlediği ocaklarda kitleler halinde ölüyoruz... sonradan buralara küçük para cezaları kesildiğini, ölüme gönderildiğimizi öğreniyoruz....

şimdi de 2 asgari ücreti vermek istemeyenler işten çıkarmalarla, işten çıkarma tehditleriyle bizleri işverenlere karşı rehine olarak kullanıyor. sektörel gelirler açısından bakıldığında türkiye'de ve dünyada en kazançlı sektör olan madencilikte patronlar işçilere 2 asgari ücreti çok görüyorlar. bunu da devletin sırtına yıkmaya çalışıyorlar. işin doğrusu sürekli özelleştirmeden dem vuran akp iktidarı maden şirketlerinin taleplerini kabul etme yolunda. yani devlet destekli özel maden işletmeciliği... yani kamuyu kambur gören iktidar özel sektörü milletin- devletin sırtına bindirecek... bunun için de işçilerin ikna edilmesi gerekiyor. zonguldak'ta, soma'da, ermenek'te, aydın'da vd. işten çıkarmaların, çıkarma listelerinin asılarak işçilerin tedirgin edilmesinin arkasında yatan gerçek budur. BİZLER ÖLÜMÜ GÖRÜP SITMAYA RAZI OLURKEN, DEVLETİN ÖZEL MADEN PATRONLARINA KAYNAK AKTARMASININ DA GEREKÇESİ OLACAĞIZ... " İSTİHDAM ve İŞÇİLERİN EKMEK PARASI "

bu nedenle sınıf eksenli bir örgütlenme ve savaşım kaçınılmazdır. özel maden patronlarına devletin kasasından kaynak aktarılması yerine tüm madenlerin çalışanlarıyla birlikte kamulaştırılmasını, iş cinayetlerinde sorumluluğu olanların cinayetten yargılanmalarını sağlayacak bir örgütlenme... patronla işbirliği yapan sendikaları yerle bir ederek, söz yetki ve karanın çalışanlarda olduğu; üreten biziz yöneten de biz olacağız şiarına uygun bir örgütlenme... tabanın tavanın olmadığı, yönetenin yönetilenin olmadığı bir sınıf örgütlenmesi...

bunu başaramazsak 4 aralık dünya madenciler günü kutlamaları yerine anmalarına tutsak oluruz...

salim çalık


3 Aralık 2014 Çarşamba

kaza da kader de değil; CİNAYET


işçi sağlığı iş güvenliği meclisi'nin verilerine göre;

2014 yılı kasım ayında 

İŞ CİNAYETLERİNDE 123 KİŞİ ÖLDÜRÜLDÜ...

öldürülenlerin;

1'i çocuk, 
3'ü göçmen, 
12'si kadın... 
31'i EMEKLİ...



soma'da işten çıkarmanın anlamı; SİZ NEDEN ÖLMEDİNİZ

13 mayısta 301 kişinin öldürüldüğü soma maden işletmesi'nde 2850 madenci işten çıkarıldı.

geride kalanlara diyorlar ki; SİZ NEDEN ÖLMEDİNİZ?

soma'daki katliam sonrası madencilerin çalışma koşullarını ve yaşam düzeylerini iyileştirecek düzenlemeler yaptığını söyleyen iktidar; soma aş.'nin madencileri rehine gibi kullanarak istediklerini almak için madencileri işten çıkarmasına sessiz kalıyor.


ne istiyor patron; tutuklu olan oğlunun serbest bırakılmasını, mallarına konulan tedbir kararının kaldırılmasını, torba yasa sonrası artan maliyetlerle ilgili devlet desteği...

iş yaşamını düzenleme görevi olan çalışma bakanlığı; soma'da, zonguldak'ta, ermenek'te, aydın'da yaşanan işten çıkarmalar, yasaya uygun olarak ödenen ücretin yarısının daha sonra işçinin elinden alınması gibi durumla karşısında ne yapıyor?

araya giren 50 kişiyi dinliyor... sendikalar mı? onlar örgütlü oldukları yerleri korumak, bunun güvencesini almak dışında teslim olmuş durumdalar... soma'da ise işbirliği içindeler...




(18.06.2014'te bir haber üzerine aşağıdaki satırları yazmıştım.)

dün (17.06.2014) BirGün gazetesi ve hayat tv.de bir haber vardı....
soma'da yaşamını yitiren muhammet girgin adlı işçinin epilepsi hastası olan annesi hastaneye gittiğinde geri çevriliyor. "oğlun öldüğü için artık onun sigortasıyla muayene olamazsın deniyor" ...
anne babanın sigortaları olmadığı için oğullarının sigortasından yararlanıyorlarmış...
2 günde 2 yalanı birden öğrendik...
1. yalan; işçiler iki ay süreyle çalışmayacak ve ücretleri tam olarak yatırılacaktı. yatmadığı için işçiler eylemdeydi dün....
2. yalan; soma'da yaşamını yitirenlerin yakınları şehitlik kanunu kapsamına alınmayacak fakat kanundaki haklardan yararlanacak denmişti. muhammet girgin'in anne babası hastaneden geri çevrildiklerine göre bu da yalan çıkmış oldu...

bu arada madenlerde çalışma saatlerinin 6 saate düşürüleceği, yeraltında çalışanların maaşlarının 3 asgari ücret tutarından az olamayacağı, emeklilik yaşının düşürüleceği gibi kulağa hoş gelen, soma'da birikip ülkede patlayabilecek grizu (emekçi) patlamasını önlemek için söylenen hava alma girişimleri şimdilik etkili olmuşa benziyor... fakat er geç bu grizu yerüstünde patlayacak, yüzlerce madenciyi yakan-boğan gaz er geç yerüstünde kendini gösterecektir...

salim çalık

YEDİ MART SEKSENÜÇ ÜÇ MART DOKSANİKİ VE TÜM MADEN ŞEHİTLERİNE

hangi köyün yüreği / hangi ananın gözyaşları / tutabilir yasınızı // bilmem kaç yedi kat altında / yatarken yerin / okuttular kur’an’ınızı / yatış şeklinizi bile bilmeden // ilk size kuruldu/ cenazesiz gömütlükler/ -dünyada yüreğim gömüt size-// bilmem kaç yedi kat altında yerin / yatarken sizler / yemin ettim böylesinin sürmeyeceğine // yemin ettim/ yatış şeklinizi bilmeden// bilin ki dostlarım / dimdik ve ayaktasınız / yüreğim gömüt size...// Armutçuk-Kozlu 10/03/92 / salim çalık / GÜLMEKLE AĞLAMAK ARASI (sf.36)

geleceğe dikiliyor gömüt taşları



biliyorum
kendisini kirleterek tükeniyor
umutla süslenmiş gelecek günler

şimdi
bir bir içime gömülüyor
yaşamda alacağı kalan çocuklar
ömrü metaya değişilen işçiler
içime gömülüyor
töreye kurban edilen kadınlar
ve karşılıklı dağlara sürülüyor gençler
gömüt taşları geleceğe dikiliyor
gömüt taşları iki parça yüreğime

şimdi
tepeden tırnağa utançla
__ipe çekiyorum mutluluk düşlerimi
acı ve hüzün ötesi yaralı duygularla
__tenime gömüyorum gülüşlerimi

………………kasım-aralık 2007
salim çalık