akp soma katliamının yarattığı öfkeyi önlemek için; madenci ücretlerinin 2 asgari ücretin altında olamayacağı, çalışma sürelerinin günde 6 saat, haftada 36 saati geçemeyeceği gibi bir takım düzenlemeler yaptı. böylece madenciler üzerinden emek düşmanı yüzünü de gizlemeyi amaçladı.
ancak bu düzenleme meclisten çıkar çıkmaz zonguldak'ta, aydın'da, ermenek'te, soma'da (kamuoyuna yansıyan) binlerce işçi işten çıkarıldı. sendikalar sustu... iş yaşamını düzenlemek ve mevzuatı uygulatmak görevi olan çalışma bakanlığı sustu... bu düzenlemeleri yapan akp sustu... medyanın büyük bölümü sustu...
maden şirketleri ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye yönelik bir tavır içerisine girdiler. bazı işletmelerde ise; bankaya 2 asgari ücret tutarında maaşı yatıran patronlar işçi maaşını alır almaz eski maaştan fazla kısmını elinden almaya başladılar...
şimdi işçiler ve aileleri; "biz eski ücretlerimize de razıyız, yeter ki işten çıkarmalar olmasın" diyorlarsa, bu yalnızca onların suçu değil, zayıflığı hiç değil. bu başta akp olmak üzere emek ve emekçi düşmanı politikaları devlet gücüyle yaşama geçirenlerin, adı sendika olan özünde akp'nin sivil toplum örgütü gibi çalışan yapıların, emekten yana olduğu iddiasıyla siyaset yapan fakat emekçilerden ve emekçi mahallelerinden uzak duranların da suçu ve zayıflığıdır...
örgütsüzlük, gerici-ırkçı yapılara yaklaşarak, onlarla aidiyet bağları kurarak yarın kaygısından kurtulma yanılgısını doğurur. sahip olduğu ve iyi kötü düzenli bir gelir getiren işini sahiplenmeyi, şükretmeyi beraberinde getirir. çaresizlik duygusu büyüdükçe teslimiyet de olağanlaşır ve kanıksanır...
bu nedenle yeni baştan durup düşünmekten başka şansımız ve yolumuz yok.
bu satırların yazıldığı saatlerde hema kandilli işletmesi'ndeki maden işçileri 400-500 metre yerin altında eylemlerine devam ediyorlardı. yani yeraltında kesintisiz olarak 24 saati doldurmalarına 3 saat kaldı. 20 saat elektriksiz kaldığınızı, lambalarınızın yanmadığını, sigara içemediğinizi, ev yemeği yiyemediğinizi, tv. izleyemediğinizi, bilgisayarsız olduğunuzu, çocuklarınızı- eşinizi göremediğinizi düşünün....
olağan zamanlarda ölüm kaygısıyla girdiğiniz ve 7,5 saatin geçmesini beklediğiniz ocakta 24 saat kaldığınızı düşünün... yani; ÖLDÜKLERİ ZAMAN HEPİMİZİN DUVARLARINDA BOLCA PAYLAŞTIĞIMIZ MADENCİ RESİMLERİ VAR YA; O RESİMLERİN SAHİPLERİ SAATLERDİR YER ALTINDALAR... BELKİ DE YARIN YAŞAMLARINI ÇALACAK OLAN MADENLER AÇIK KALSIN, İŞTEN ATILAN ARKADAŞLARI GERİ ALINSIN DİYE...
salim çalık