HOŞ GELDİNİZ

maden ve madenciliğe ilişkin yazı, fotoğraf, belge ve bilgilerin paylaşılması amacıyla hazırladığım bu sayfaya isteyen herkes katkı sunabilir. bilgi örgütlendikçe anlam kazanır, insan öğrendikçe...

18 Mayıs 2010 Salı

nasırlı yüreğim-iz (Karadon Grizusu Ardından)



bugün saat 13:30 sularında türkiye taşkömürü kurumu karadon müessese müdürlüğü'nde yerin 540 metre altında bir grizu patlaması yaşandı. karadon müessesesi'ndeki ocakta çalışmakta olan taşeron bir firmaya bağlı çalışan 30 işçi 14 saattir yerin altında. anlatılanlara bakınca kurtulma olasılıkları her geçen dakika azalıyor.

yerel kanal 67 televizyonunun zaman zaman kuyubaşından yaptığı yayınlarda kuyubaşında bekleyen ana-babaların, sevgililerin, çocukların, yakınları ocakta çalışanların tedirgin bekleyişi ve isyanlarını dışa vurdukları feryatları ne yazık ki karadon işletmesi'nde kalıyor. tv kanalları rutin bir haber olarak geçtiler. internet siteleri de öyle. paylaşım siteleri ve site içi gruplar ise kendi dünyalarında ve gerçekliklerinde yaşıyorlar. evet zonguldak'ta patlama olmadı, yeraltında yaşayıp yaşamadığı bilinmeyen 30 kişi yok. tıpkı aralık ayında bursa'daki grizu patlamasında olduğu gibi, tıpkı daha öncesinde balikesir'deki sabıkalı bir ocakta (3 yılda iki kez) grizu patladığı zamandaki gibi.

sömürü, sermaye, kapitalizm....emek, insan yaşamı, devrim... kendi iç dünyamızın terimleri bunlar. yaşanan gerçeklikle buluşmayan sözlerimizin, yazılarımızın, düşlerimizin anlamında boğuluyoruz her geçen gün. 30 madenci... 1,5 yıl önce o madenlerde işe girmek için sıraya girmiş 40 bin kişi. ve bugüne kadar madene bağlı olarak ölmüş 5 bin kişi... yaşamaya devam... acı bize uzak nasıl olsa, nasıl olsa vicdanımız nasırlaşıyor biz inkar etsek de...nasıl olsa onlar madenci adlarını bilmediğimiz, 'bizim' örgütlerimizden tanımadığımız... ben bu satırları yazarken çalışma bakanı açıklama yapıyor. "bir ara gaz değerleri yükselmiş. sonra normal değerlere düşmüş...." sayın bakanlar her zaman olduğu gibi bakmaya devam ediyorlar. bugüne dek yaşanan grizu patlamalarında sorumlunun olmayışı, "işin doğası gereği" denerek kapatıldığı gibi... nasıl olsa alışkınız biz ölmeye, nasıl olsa bizden çok var dışarıda...

YEDİ MART SEKSENÜÇ ÜÇ MART DOKSANİKİ VE TÜM MADEN ŞEHİTLERİNE

hangi köyün yüreği / hangi ananın gözyaşları / tutabilir yasınızı // bilmem kaç yedi kat altında / yatarken yerin / okuttular kur’an’ınızı / yatış şeklinizi bile bilmeden // ilk size kuruldu/ cenazesiz gömütlükler/ -dünyada yüreğim gömüt size-// bilmem kaç yedi kat altında yerin / yatarken sizler / yemin ettim böylesinin sürmeyeceğine // yemin ettim/ yatış şeklinizi bilmeden// bilin ki dostlarım / dimdik ve ayaktasınız / yüreğim gömüt size...// Armutçuk-Kozlu 10/03/92 / salim çalık / GÜLMEKLE AĞLAMAK ARASI (sf.36)

geleceğe dikiliyor gömüt taşları



biliyorum
kendisini kirleterek tükeniyor
umutla süslenmiş gelecek günler

şimdi
bir bir içime gömülüyor
yaşamda alacağı kalan çocuklar
ömrü metaya değişilen işçiler
içime gömülüyor
töreye kurban edilen kadınlar
ve karşılıklı dağlara sürülüyor gençler
gömüt taşları geleceğe dikiliyor
gömüt taşları iki parça yüreğime

şimdi
tepeden tırnağa utançla
__ipe çekiyorum mutluluk düşlerimi
acı ve hüzün ötesi yaralı duygularla
__tenime gömüyorum gülüşlerimi

………………kasım-aralık 2007
salim çalık