HOŞ GELDİNİZ

maden ve madenciliğe ilişkin yazı, fotoğraf, belge ve bilgilerin paylaşılması amacıyla hazırladığım bu sayfaya isteyen herkes katkı sunabilir. bilgi örgütlendikçe anlam kazanır, insan öğrendikçe...

5 Kasım 2014 Çarşamba

DSC 0349

madenciye 2 asgari ücret çok, 6 saatlik çalışma az - 2

"...
torba yasa ile; madencilerin ücretinin asgari ücretin 2 katından az olamayacağı, günlük çalışma saatinin 6 saati, haftalık 36 saati geçemeyeceği düzenlemesine özel maden işletmecileri" ocakları kapatıyoruz" diyerek yanıt verdiler. ...

olan yine emekçiye olacak gibi görünüyor... örgütsüz, kentindeki siyasi çekişmelerden, çates özelleştirmesinin iptalinin sonuçlarından, yapılmak istenen termik santrallerin yapılamayışı karşısında elini güçlendirme telaşındaki patronlardan haberi olmayan madenciye... 10'ar 10'ar, 100'er 100'er ölen madenciye...."

11 eylül 2014'te 'madenciye iki asgari ücret çok, altı saatlik çalışma az' başlıklı yazımda yazmıştım bu satırları. zonguldak'ın kandilli beldesinde ve bartın'ın amasra ilçesinde maden işletmeciliği yapan hema (hattat holding) bu ay madencilere ödediği maaşları neredeyse tümüyle kesti. dün bankamatiklere giden madenciler hesaplarında 16 tl. ile 250 tl. arasında değişen bir maaş gördüler. şirketin yetkelileri net bir açıklama yapmazken; geçen ay torba yasa gereği 2 asgari ücret tutarında maaş ödeyen hema; "bundan böyle sözleşmedeki ücretin üzerinde ödeme yapmayacağını, 2 asgari ücret tutarında ücret ödemeyeceğini ve geçen ay ödedikleri 2 asgari ücret tutarındaki ödemeyi esas alarak bu ayki ücretlerden düşüldüğünü..."vs. belirttiler. 

bunun üzerine hema çalışanı madenciler hem kandilli  işletmesi'nde hem de amasra işletmesi'nde ocağa girmeyerek eylem yaptılar. kendilerine yeterli ve ikna edici bir açıklama yapılmadı. işçilerin örgütlü olduğu genel maden işçileri sendikası hattat holding yöneticileriyle yaptıkları görüşmelerin ardından; "bundan böyle 2 asgari ücret tutarında değil, torba yasa öncesi sözleşmede olan ücretler üzerinden maaş ödeyecekleri ve mahkemeye başvurmaları..." yönünde yanıt aldılar.

hema yönetimi özellikle kandilli işletmesi'nde türkiye taşkömürü kurumu (TTK)'nun yaptığı ve işletme açısından olumsuzluklar içeren raporunu bahane ederek, işletmeyi yavaş yavaş kapatacağı SÖYLENTİSİNİ yayarak ve 16 kişilik, 20 kişilik, 25 kişilik işten atılacaklar listesi hazırlayarak İŞÇİLERİ TTK'ya KARŞI KIŞKIRTARAK EYLEMLERE ZORLADI. oysa bu dönemde hema kandilli'ye yapmayı planladığı termik santralle ilgili çed raporunu (iki kez süre uzatma verilmesine rağmen) vermemişti ve hukuken santral yapması olanaksızlaşmıştı... yine aynı dönemde (mart 2014'te) TTK ile rödevans sözleşmesinin yenilenmesi, çıkardığı kömür karşılığı ödediği ücretin gözden geçirilmesi, yıllara göre çıkarmayı taahhüt ettiği kömür miktarını düzenleyen maddenin tümüyle iptalini istemişti. (hema şu an 180 - 200 bin ton arasında kömür çıkarabiliyor. 2015 yılında sözleşme gereği 450 bin ton kömür çıkarması gerekiyor. fakat 2015 yılında fiziki olarak 450 bin ton çıkarması olanaklı olmadığı gibi, çıkarsa bile 450 bin ton kömürü yerüstüne çıkarabilecek kuyu ve sistemlere sahip değil) 

bu arada amasra'da kuyu ve galeri işleri yaptığını, kömür çıkarmadığını ileri sürerek maden işletmesini inşaat şirketine dönüştürerek, kendisinin maden şirketi olmadığını ve 2 asgari ücret ve 6 saatlik günlük çalışma süresi, yıllık izinlerin 4 gün artırılması gibi düzenlemelerden kurtulmaya çalışacağı haberleri tartışılmaya başlandı. (ücrete bağlı olarak işten çıkarmalarda, emeklilikte kıdem tazminatının artması, sigorta primlerinin artması, emeklilik yaşı, yevmiye üzerinden verdiği bayram harçlıkları gibi çok sayıda unsurdan da kurtulmaya çalışıyor.)
hattat holding'e bağlı hema kandilli ve hema amasra işletmesi'nde yaşananların kısa özeti bu... ermenek'te ne diyordu başbakan; "işçiler yasalardan doğan hakları ihlal edilen madenciler bize şikayette bulunsunlar..." enerji bakanı ne diyordu; "mevzuata uymayan kim olursa olsun, sorumlu olanlardan hesabını sorarız..." madenciler haziran ayından bu yana TTK'ya, zonguldak valiliğine şikayette bulunuyorlar; hemde yüzlerce kişi 40 km.lik yolu yürüyerek. sendika yönetimi medya üzerinden sorunu gündeme getirmeye çalışıyor... işçilerle birlikte meclis'te zonguldak milletvekilleriyle, enerji ve çalışma bakanlıkları üst yönetimleriyle görüşüp hema'nın yaptıklarını anlattılar... sonuç; MADENCİYE 2 ASGARİ ÜCRET ÇOK 6 SAATLİK GÜNLÜK ÇALIŞMA AZ !

hema bölge çalışma müdürlüğü'ne yaptığı bildirimde 22 ekimden itibaren kandilli işletmesi'nden 489 kişiyi işten çıkaracağını belirtti. amasra'da inşaat şirketi kurarak torba yasanın madenciler lehine getirdiği kısmi iyileştirmeyi işlevsizleştirmeye çalışıyor, geçtiğimiz ay yeni yasaya göre ödediği ücretleri bu ayki maaşlardan kesiyor... o zaman;

işverenlerin yasaları uygulamadığı koşullarda madencilerin her türlü eylemi ve talebi meşrudur. hema'ya karşı çalıştırılmayan yasaların madencileri bağlaması söz konusu değildir, olmamalıdır... bu nedenle madenciler hem torba yasa ile verilmiş haklarını hem de işlerine-işyerlerine sahip çıkmak; olası toplu işten çıkarmalara karşı işyeri işgalini tartışmalıdır.
valiliğe toplu bir dilekçe iye başvurup; hema'nın hukuku çiğnediği belirtilerek bölge çalışma müdürlüğü'nü görevlendirmesi... 
ttk'ya toplu bir dilekçe ile başvurarak; madenin gerçek sahibinin halk olduğu, halk adına madenlerdeki her türlü düzenlemenin ttk tarafından yapıldığı hatırlatılmalıdır. ayrıca halkın malı olan madenlerde halkın bir bölümünün (çalışanların) hema tarafından rehine gibi kullanıldığı bir kez daha anlatılıp, işletme ruhsatının iptal edilerek ttk tarafından işletilmesi (kamulaştırılması) talep edilmelidir... 

tüm bunların yanında zonguldak'ta bir miting düzenlenerek; karadon, kozlu, soma, ermenek ocaklarındaki katliamların özelleştirme, işletme hakkı devirleri (rödevans) ve taşeronlaştırmadan kaynaklandığı (bir kez daha) gündeme taşınarak, gerekirse süresiz bir eylem örgütlemenin adımları atılmalıdır... hema işçilerinin temmuz ayındaki mitinglerinde taşıdığı dövizlerden birinde; YER BİZİM İŞ BİZİM AŞ BİZİM yazıyordu... madenlere karışan kan ve canlar da dikkate alındığında bu söz çok daha anlamlıdır... SAVAŞLA (KANLA) KURULAN BU ÜLKEDEN VAZGEÇMİYORSAK, EMPERYALİZME KARŞI ÇIKIYORSAK; BİNLERCE MADENCİNİN CANIYLA BUGÜNLERE GETİRİLEN MADENLERDEN DE VAZGEÇMEMEK, BİR AVUÇ AZINLIĞIN HUKUKSUZLUĞUNA VE SÖMÜRÜSÜNE KARŞI ÇIKMAK AYNI DERECEDE ÖNEMLİDİR, YAŞAMSALDIR.... ve:

EKMEK YOKSA BARIŞ DA YOK


salim çalık / 05.11.2014



YEDİ MART SEKSENÜÇ ÜÇ MART DOKSANİKİ VE TÜM MADEN ŞEHİTLERİNE

hangi köyün yüreği / hangi ananın gözyaşları / tutabilir yasınızı // bilmem kaç yedi kat altında / yatarken yerin / okuttular kur’an’ınızı / yatış şeklinizi bile bilmeden // ilk size kuruldu/ cenazesiz gömütlükler/ -dünyada yüreğim gömüt size-// bilmem kaç yedi kat altında yerin / yatarken sizler / yemin ettim böylesinin sürmeyeceğine // yemin ettim/ yatış şeklinizi bilmeden// bilin ki dostlarım / dimdik ve ayaktasınız / yüreğim gömüt size...// Armutçuk-Kozlu 10/03/92 / salim çalık / GÜLMEKLE AĞLAMAK ARASI (sf.36)

geleceğe dikiliyor gömüt taşları



biliyorum
kendisini kirleterek tükeniyor
umutla süslenmiş gelecek günler

şimdi
bir bir içime gömülüyor
yaşamda alacağı kalan çocuklar
ömrü metaya değişilen işçiler
içime gömülüyor
töreye kurban edilen kadınlar
ve karşılıklı dağlara sürülüyor gençler
gömüt taşları geleceğe dikiliyor
gömüt taşları iki parça yüreğime

şimdi
tepeden tırnağa utançla
__ipe çekiyorum mutluluk düşlerimi
acı ve hüzün ötesi yaralı duygularla
__tenime gömüyorum gülüşlerimi

………………kasım-aralık 2007
salim çalık