türk metal sendikası'nın kendi talebinin bile çok altında oranlarla imzaladığı sözleşmeler sürmekte olan diğer toplu iş sözleşmelerinin nasıl sonuçlandırılacağının da sinyali olarak okunmalıdır. sektörde çalışanlar arasındaki ücret farklılıklarını düzeltmeyen (neredeyse kalıcılaştıran), %18'le oturup %7 ile kalkan, birlikte hareket edeceğini söylemesine (değiştik demesine) rağmen birleşik metal iş'i yalnızlaştırmayı seçen türk metal'in bu tutumu salt türk metal'in değil, türk iş yönetimini seçen, destekleyen sendikaların da tutumunu göstermektedir.
bu noktadan bakınca genel maden işçileri sendikası'nın (türkiye taşkömürü kurumu) ttk, (maden tetkik arama) mta ve (hattat holding) hema kandilli işletmesi ile hema amasra işletmesi'nde sürdürdüğü toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde daha dikkatli olmak gerekiyor.
hema kandilli ve amasra işletmelerinde toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin uyuşmazlıkla sonuçlanmasına rağmen şu ana kadar grev sinyali sayılabilecek bir gelişme yaşanmadı. masaya 4 yarım (2 bütün) ikramiye, 1 ton kömür, %20 maaş zammı ve sosyal haklarda makul iyileştirme talebiyle oturan genel maden iş; 15 yevmiye tutarında 2 ikramiye, %20 ücret zammı, 1 ton kömür ve sosyal haklarda iyileştirmeler noktasına geldiğini genel başkan yardımcısı aracılığıyla (işçilerin "son nokta nedir? en son ne talep ettiniz?" sorularına karşılık olarak) açıkladı.
bu arada görüşmelerin devam edeceği, "60 günlük süre içerisinde greve gidilebileceği gibi anlaşma da sağlanabilir" denerek görüşmelerin bitirilmesinin zamana yayılacağı belirtilmiş oldu. işçilerin kararlı biçimde sordukları ana kadar sendikanın son talebi yerine uzun uzun hattat holding'le yapılan görüşmeleri, hattat holding'in %5 maaş artışı, 5 yevmiye tutarında iki ikramiye, 100 tl. yol yardımı, 60 tl. yemek yardımı, 45 tl. sosyal yardım dışında birşey vermediğini anlatan sendika yöneticilerinin grev silahını düşünmedikleri, sözleşmeyi masada bitirme konusunda işçileri iknaya yönelecekleri izlenimi ağırlık kazandı.
bu arada sürekli olarak "sendikanıza güvenin, sendikanız dışında başkalarının verdikleri bilgilere itibar etmeyin, sendikanızdan işaret almadan kanunsuz eylem yapmayın" benzeri söylemler de konuşma aralarına sıkıştırılıyor.
oysa daha önce işyerinde yapılan bilgilendirme toplantısında söz alan işçilerin işveren tarafından tehdit edildiği, 2 işçinin işyerindeki pozisyonunun değiştirildiği, köylerden gelen işçilere "greve çıkmamaları" eylemlere katılmamaları" yönünde telkin ve psikolojik baskılar uygulandığı da sendika yöneticileri dahil herkesi bildiği ve konuştuğu olaylar. sözleşme görüşmeleri sırasında işçi taşımacılığına son verilerek, işyerine geliş gidişin ücretli yapılması, "herkes başının çaresine baksın" denilmesi bile en azından bir uyarı eylemiyle protesto edilebilecekken doğrudan sendika yöneticileri bu tepkiyi soğutup, oldu bittiye getirilmesine göz yumdular.
türk metal'in kendi talebinin çok altında-gerisinde bir zam oranıyla sözleşmeyi imzalamasından başladık, genel maden iş'e geldik. niye mi? çünkü iki sendika da aynı kulvarda koşuyor. türk iş yönetimi gibi onlar da var olan hakları geliştirmek, iyileştirmek, yeni kazanımlar eklemek yerine, günü kurtarıp işçileri işverene teslim etmek istiyorlar. grevin bir hak ve işçi sınıfının en son kullanacağı silahı olduğunu kabul etmeyen sendikal anlayış neyi savunabilir ki? öyle yanılmak istiyorum ki?
salim çalık
"Türk Metal, işçilerin taleplerinin daha altında bir sözleşmeyi imzalarken Birleşik Metal-İş iş bırakma eylemlerini sürdürdü. Birleşik Metal-İş Genel Sekreteri Selçuk Göktaş, metal işçilerinin talepleri doğrultusunda mücadeleyi sürdüreceğini söyledi
Metal işkolu grup toplu iş sözleşmesinde Türk Metal, sözleşmeyi imzaladı. MESS ile Türk Metal arasında süren grup toplu iş sözleşmesinde Türk Metal grev kararı almıştı. Yasal süreç devam ederken MESS ile Türk Metal arasındaki görüşmeler de sürdü...."
http://www.sendika.org/2013/05/turk-metal-sozlesmeyi-imzaladi-birlesik-metal-is-metal-iscileri-mucadeleyi-surdurecek/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder