HOŞ GELDİNİZ

maden ve madenciliğe ilişkin yazı, fotoğraf, belge ve bilgilerin paylaşılması amacıyla hazırladığım bu sayfaya isteyen herkes katkı sunabilir. bilgi örgütlendikçe anlam kazanır, insan öğrendikçe...

31 Mayıs 2015 Pazar

toplu iş sözleşmesi çerçeve anlaşması üzerine (2015) – 2

türk iş ile kamu iş (ve iktidar) arasında imzalanan çerçeve anlaşmanın ayrıntıları üzerinden de bakmamız gerektiğini düşünüyorum. 30.05.2015 günü bültenlere yansıdığı kadarıyla çalışanların haklarını karşılamadığını belirttiğim çerçeve anlaşmada, ücret dışındaki ödemelere ilişkin de bazı hükümler geçmişte olduğu gibi, çalışanların zararına biçimde imzalanmış.

nasıl olmalı?

anlaşmanın 3. maddesinde düzenlenen maktu ödemelere ilişkin olarak; “sosyal yardım, giyim yardımı ve denge ödeneği hariç toplu iş sözleşmesinde yer alan maktu ödemeler (ücrete bağlı olmayan ödemeler, doğum, ölüm, evlenme, yemek ve yol yardımları ile prim ve tazminat gibi ödemeler) toplu iş sözleşmesinin ücret zamları oranında ve ücretin zamlandığı tarih itibarıyla artırılarak ödenir…”

oysa burada sözü edilen yardımların yaşam içerisinde karşılığı var. yıllardır, her tis hazırlıkları sırasında sendikada görev alan arkadaşlara önerdiğim şeylerden bazıları; 1) yemek yardımı ttk misafirhanesi’nin günlük yemek ücretleri üzerinden, 2) yol yardımının belediye taşıma ücretlerinin ortalaması  veya işçilerin araçlara ödediği ücret üzerinden, 3) kuru katık bedelinin gerçek ücretleri üzerinden, 4) evlenme ve doğum yardımlarının da gerçekçi olması gerektiğidir. (ki insan bir kez evleniyor, çalıştığı sürede 2 veya 3 çocuğu oluyor- yani sürekli bir ödeme değil bunlar)

ücret artışlarında yıllardır alım gücümüz düşüyor. her keresinde enflasyon oranında artış aldığımız söylense de gerçekte temel tüketim maddeleri üzerinden bakınca durum hiç de iyi değil… yukarıdaki gibi önermelerimi ücret artışlarında da yaptım. maden işçilerinin ve ailelerin günlük yaşamlarında en fazla tükettiği 100 dolayında ürün seçilmeli ve bunların artış oranları istenmelidir. 

örneğin 2014 yılında madenci 1 aylık ücretiyle kaç kg. et, kaç kg. peynir, kaç kg. zeytin, kaç ekmek, kaç tüp, kaç kilo deterjan,  kaç ayakkabı, kaç pantolon vb. alabiliyorsa 2015 yılı tis görüşmelerinde bu istenmeliydi… ya da şöyle diyeyim; tüik ve merkez bankası açıklamalarına göre nisan 2015 itibarıyla YILLIK GIDA ENFLASYONU 14,31 olarak gerçekleşmiştir. o zaman bizim aldığımız enflasyon oranındaki ücret artışı anlamsızlaşıyor…

ücreti etkileyen maddeler

çerçeve anlaşmaya devam edelim… çok dikkat çeken denge ödeneğiyle ilgili olarak 5.maddede; “müktesep hak olmamak üzere ve başka bir ödemeyi etkilememek kaydıyla yılda bir defa ve eylül ayında 500 tl. brüt denge ödeneği ödenir…” diyor… başbakanın açıklamasında “gelir vergisinden kaynaklanan kayıpların karşılığı olarak” dendiği için, yeraltı işçilerine ödenip ödenmeyeceği bence kuşkulu. verilecek diyen arkadaşlar, yeraltına 2 asgari ücret ödenmesiyle ilgili KANUNUN ttk tarafından uygulanmadığını unutmasınlar derim. burada en önemli tanım MÜKTESEP HAK olmamak üzere… ne demek? kazanılmış hak değildir anlamına geliyor. yani ileriki yıllarda işveren ödemiyorum diyebilir ve sözleşme gereği itiraz edilemeyebilir… diğer önemli tanım; DİĞER BAŞKA ÖDEMEYİ ETKİLEMEMEK KAYDIYLA tanımı… ücrete doğrudan yansımayacağı için ücrete bağlı olan istirahat ücreti, kıdem tazminatı, prim vb. hesaplamalarda bu 500 tl. etkili olmayacak. yani denge ödeneği çok dengesiz… ve geleceği belirsiz; sanki bu dönemi atlatmak için veriliyor gibi…

sosyal yardım; sözleşmenin 1.yılında 220 tl. brüt, 2. yılında 235 tl. brüt olarak ödenecek… “süresi biten toplu iş sözleşmelerinde bu miktarın altında olan sosyal yardımlar, yukarıdaki rakamları geçmemek üzere 1. yılda %9, 2. yılda zam oranı kadar artırılır.” deniyor.

giyim yardımı 1. yılda 150 tl., 2. yılda ücret zammı kadar yükseltilerek ödenir diyor. 150 tl.ye giymek için ne alabiliriz…? (eskiden bu bir takım elbiselik kumaş olarak veriliyordu.)

farkların ödenmesi “işletmelerin bütçesi göz önüne alınarak en kısa sürede ödenir” deniyor. eski sözleşmelerde zaman zaman tarih verilir, farkları ne zaman alacağımızı bilirdik. şimdi bu tarih de kaldırılmış ve işletmelerin inisiyatifine bırakılmış…

taşeronlaştırma niye var bu çerçevede?

hizmet alımları (taşeronlaştırma) da yer bulmuş çerçeve sözleşmede. ihale kanununa atıf bulunarak, asıl işlerin dışındaki işlerin yaptırılması için; “hizmet türlerinin bakanlar kurulunca tespit edilerek yayınlanmasını müteakip hizmet alımı suretiyle kamu kurum ve kuruluşlarına ait asıl işlerde alt işverenin işçileri çalıştırılmayacaktır. asıl işte çalıştırılan alt işveren işçilerinin kadroya alınmasına ilişkin işlemler başlatılacaktır.” ilk bakışta madde göze hoş görünse de, asıl iş niteliğinde olmayan işlerin taşeronlara verilmesi de kabul edilmiş oluyor… sendikacıların bu sakıncayı görmemiş olmaları olası değil…

ne yapmalı?

buraya kadar gördüğümüz ve elimizdeki tutanaktan anladığımız şey; ücretlerle ilgili tüm maddeler bağıtlanmış durumda. sendikalar idari maddeleri görüşürken bu rakamların dışına/ üzerine çıkacak bir yürekliliği ve direnci gösterebilirler mi bilmiyorum… fakat çerçeve anlaşmaya imza atan sendikaların bundan sonraki görüşmelerde düzeltme yapabileceklerini, bu yönde teklifte bulunabileceklerini sanmıyorum…

madenciye ve bu çerçeve anlaşmadan etkilenecek 210 bin işçiye düşen tek görev, hak gasplarının önüne geçmek için işyeri işyeri, şube şube direnç göstermek, itirazları yükseltmek ve genel merkez üzerinde basınç uygulayarak 2 ay önce verdikleri sözleri anımsatmaktır…

bir şey daha yapmalıyız; tüm sendikacıların ücret, sosyal hak, ikramiye ve tazminatlarının kazı işçisi düzeyine düşürülmesi için baskı oluşturmalıyız… yıllık en az 100 bin tl.nin üzerinde geliri olan sendikacıların gruplu işçilerin durumunu da, işten atılan hema işçilerinin durumunu da, yerüstünde çalışan işçilerinin durumunu da, kpss’den işe giren düşük ücretli işçilerin durumunu da anlamaları imkansızdır… seçildikten sonra yaşam biçimleri, ekonomik refahları ve değiştirdikleri çevreleriyle madencilikten, işçilikten kopanların işçilerin ekonomik- demokratik hak örgütü olan sendikalarda işçileri temsil etmeleri mümkün değildir.

salim çalık







Hiç yorum yok:

YEDİ MART SEKSENÜÇ ÜÇ MART DOKSANİKİ VE TÜM MADEN ŞEHİTLERİNE

hangi köyün yüreği / hangi ananın gözyaşları / tutabilir yasınızı // bilmem kaç yedi kat altında / yatarken yerin / okuttular kur’an’ınızı / yatış şeklinizi bile bilmeden // ilk size kuruldu/ cenazesiz gömütlükler/ -dünyada yüreğim gömüt size-// bilmem kaç yedi kat altında yerin / yatarken sizler / yemin ettim böylesinin sürmeyeceğine // yemin ettim/ yatış şeklinizi bilmeden// bilin ki dostlarım / dimdik ve ayaktasınız / yüreğim gömüt size...// Armutçuk-Kozlu 10/03/92 / salim çalık / GÜLMEKLE AĞLAMAK ARASI (sf.36)

geleceğe dikiliyor gömüt taşları



biliyorum
kendisini kirleterek tükeniyor
umutla süslenmiş gelecek günler

şimdi
bir bir içime gömülüyor
yaşamda alacağı kalan çocuklar
ömrü metaya değişilen işçiler
içime gömülüyor
töreye kurban edilen kadınlar
ve karşılıklı dağlara sürülüyor gençler
gömüt taşları geleceğe dikiliyor
gömüt taşları iki parça yüreğime

şimdi
tepeden tırnağa utançla
__ipe çekiyorum mutluluk düşlerimi
acı ve hüzün ötesi yaralı duygularla
__tenime gömüyorum gülüşlerimi

………………kasım-aralık 2007
salim çalık