HOŞ GELDİNİZ

maden ve madenciliğe ilişkin yazı, fotoğraf, belge ve bilgilerin paylaşılması amacıyla hazırladığım bu sayfaya isteyen herkes katkı sunabilir. bilgi örgütlendikçe anlam kazanır, insan öğrendikçe...

20 Mart 2015 Cuma

madencilerden basın açıklaması

BASINA ve KAMUOYUNA


Bizler TTK (Türkiye Taşkömürü Kurumu)’nda çalışan maden işçileri olarak, çalıştığımız kurumun ve yaşadığımız kentin içinde bulunduğu sorunlara dikkat çekmeyi ve duyarlılık oluşturmayı sorumluluk olarak görmekteyiz. Bu bilinçle,

Biz diyoruz ki;TTK’ya bir an önce işçi alınmalıdır. Çalışan sayısı 9000’in altına düşmüş bir TTK kömür üretememekte, şu an çalışmakta olan arkadaşlarımızın çoğu işçi açıklarına bağlı olarak fiziki olarak zorlanmakta, bu durum işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından riskler oluşturmaktadır.

Zonguldak bir işsizler ve emekliler kentine dönüşmüştür. TTK Genel Müdürlüğü’nün norm kadrosuna göre TTK’da 4000 dolayında işçi açığı, İş Kur kayıtlarına göre ise Zonguldak’ta 40.000 dolayında işsiz vardır. 2002 yılında 18.500 kişi çalışırken o dönem TTK’ya 5000 işçi alacağını vaad eden iktidar partisi ve milletvekili adayları seçimden sonra bu sözünü unutmuştur. Aynı verileri esas almamız durumunda şu anda TTK’da en az 20.000 işçinin çalışıyor olması gerektiği açıktır.

Biz diyoruz ki; 2006 yılından bu yana işçi alımlarında uygulanan ücret politikasına son verilmelidir. Şu anda yeraltı işlerinde çalışan eski işçilerle 2006 ve 2009 yılında işe girenler arasında ciddi bir ücret farklılığı bulunmaktadır. Benzer ücret uygulaması KPSS’den işe giren arkadaşlarımız için de geçerlidir. Aynı işi yapan işçiler arasındaki bu ücret farklılığı adalet ve eşitlik ilkelerine aykırı olmakla birlikte, çalışanlar arasında da ayrışma ve huzursuzluk kaynağıdır.

Biz diyoruz ki; 2006 ve 2009 yılında gruplu olarak işe alınan arkadaşlarımız daimiye geçirilmelidir. İşverenin insafına bağlı olarak 8 ay çalışıp 4 ay ücretsiz olarak dinlendirilme durumu hem çalışanların yıllık ortalama ücretlerinin düşmesine, hem de fiili olarak var olan işçi açığının daha da artması ve üretimin olumsuz etkilenmesi anlamına gelmektedir.

Biz diyoruz ki; Kıdem tazminatı işyerinde geçen yıllarımız karşılığı aldığımız temel haklarımızdandır. Emeklilik sonrası birçok işimizi tazminata bıraktığımız ortadadır. Ayrıca kıdem tazminatı tüm çalışanlar için iş güvencesidir. Fona devredilmesi, aylık olarak yatırılması ve 30 gün olan hesaplama süresinin 15 güne düşürülmesi ekonomik kaybımızla birlikte iş güvencemizi de elimizden alacaktır. Bunun en somut örneği İşsizlik Fonu’dur. Şu ana kadar fonda biriken para 80 milyar TL.yi geçmesine rağmen, yararlananlara yapılan ödeme 11 milyar TL.dir. Bunun yolu fona devretmek değil, kayıt dışılığı önlemek ve kıdem tazminatına devlet güvencesi vermektir.

Biz diyoruz ki; TTK’daki özelleştirme ve rödevans uygulamalarına son verilmelidir. Son 10 yılda yaşanan büyük çaplı iş kazaları kaza olmanın ötesine geçmiş, cinayete dönüşmüştür. Ayrıca TTK ve TKİ’ye ait ocakları işleten patronlar başta çalışanlara olan yükümlülükleri olmak üzere ekonomik, sosyal sorumluluklarını yerine getirmemektedir. Şu an birçok işletmede çıkarılan kanuna rağmen 2 asgari ücret ve günlük 6 saatlik çalışma süresi koşuluna uymamaktadır. Özel sektör işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini maliyet olarak görmekte ve yerine getirmemektedir. Soma’da, Ermenek’te somut olan gerçek budur. Taşeron uygulaması işyerinde çift başlılığa yol açmakta, yönetim zaafı oluşmaktadır. 2013’te Kozlu’da yaşanan gaz degajı sonrası ortaya çıkan 2011 yılına ait Sayıştay raporunda “Bugüne kadar facia olmaması tesadüftür” denilmektedir.

Her ne kadar bu basın açıklamamız TTK, Zonguldak ve Kıdem Tazminatı üzerine olsa da;

Biz diyoruz ki; Soma’da, Ermenek’te, Zonguldak’ta ve diğer özel ocaklarda çalışmakta iken son düzenlemeleri veya TTK ve TKİ’nin taleplerine yanıt vermediğini gerekçe yaparak binlerce işçiyi işten atan, kıdem tazminatlarını ve ücretlerini ödemeyen işverenlerin sözleşmeleri iptal edilerek, çalışanların hakları ödettirilmelidir.

Kentimizde haziran ayından bu yana işçi çıkaran, işçileri devlet karşısında koz olarak kullanan Hema Kandilli İşletmesi’nde ve diğer özel ocaklarda işten çıkarılan madencilerin çalıştığı işyerleri TTK tarafından devralınmalı bu arkadaşlar yeniden işe başlatılmalıdır. Kapatılan her ocak, çıkarılan her işçi kentimizin ekonomik- sosyal- kültürel olarak gerilemesi, küçülmesi anlamına gelmektedir. Ayrıca madenciliğin deneyim gerektirdiği gerçeği unutulmadan, her biri 8- 10 yıllık madencilik bilgi ve deneyimine sahip bu arkadaşlarımızın bilgi ve deneyimlerinin heba edilmesi, çoğu 30 yaşın üzerindeki bu işçilerin kaderlerine terk edilmesi sosyal devlet anlayışıyla, insan merkezli ekonomi anlayışıyla çelişmektedir.

Biz diyoruz ki; TTK 1980’lere kadar Türkiye’yi sırtında taşımıştır. Cumhuriyet’in ilk il ilan ettiği ve 1980’de Türkiye’nin en gelişmiş 5. Kenti olan Zonguldak’ın bugünkü durumu geçmişine, bu kenti kuranlara, madenlere canını verenlere ve madenciliğe haksızlıktır. 1990’larda 10 milyon ton olan kömür ithalatının bugün 20 milyon tonu geçmiş olması, yeraltında çıkarılacak kömürü, 40 bini aşkın işsizi olan Zonguldak’a haksızlıktır.

Bu kentte yaşayanlar ve TTK’da çalışan madenciler olarak; tüm kamuoyunu, emekten yana duyarlılığı olanları, özelleştirme, taşeronlaştırma, ücretlerdeki eşitsizlik, işsizlik ve kıdem tazminatı konusunda taleplerimize destek vermeye, seslerini sesimizle birleştirmeye çağırıyoruz.


                                                                                              MADEN İŞÇİLERİ

Hiç yorum yok:

YEDİ MART SEKSENÜÇ ÜÇ MART DOKSANİKİ VE TÜM MADEN ŞEHİTLERİNE

hangi köyün yüreği / hangi ananın gözyaşları / tutabilir yasınızı // bilmem kaç yedi kat altında / yatarken yerin / okuttular kur’an’ınızı / yatış şeklinizi bile bilmeden // ilk size kuruldu/ cenazesiz gömütlükler/ -dünyada yüreğim gömüt size-// bilmem kaç yedi kat altında yerin / yatarken sizler / yemin ettim böylesinin sürmeyeceğine // yemin ettim/ yatış şeklinizi bilmeden// bilin ki dostlarım / dimdik ve ayaktasınız / yüreğim gömüt size...// Armutçuk-Kozlu 10/03/92 / salim çalık / GÜLMEKLE AĞLAMAK ARASI (sf.36)

geleceğe dikiliyor gömüt taşları



biliyorum
kendisini kirleterek tükeniyor
umutla süslenmiş gelecek günler

şimdi
bir bir içime gömülüyor
yaşamda alacağı kalan çocuklar
ömrü metaya değişilen işçiler
içime gömülüyor
töreye kurban edilen kadınlar
ve karşılıklı dağlara sürülüyor gençler
gömüt taşları geleceğe dikiliyor
gömüt taşları iki parça yüreğime

şimdi
tepeden tırnağa utançla
__ipe çekiyorum mutluluk düşlerimi
acı ve hüzün ötesi yaralı duygularla
__tenime gömüyorum gülüşlerimi

………………kasım-aralık 2007
salim çalık