HEMA MADEN İŞÇİLERİ DENEYİMİ
(GENEL MADEN İŞ NEREYE 5)
Hattat Holding’e bağlı Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) üyesi Hema
Kandilli İşletmesi işçileri 04.06.2013 günü 16:00-24:00 vardiyasında iş bırakma
eylemi başlattılar. Şubat ayında başlayan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin
uyuşmazlıkla sonuçlanması ve ara buluculuk sürecinin de bitmesinin ardından
işçiler sendikanın grev kararı almasını istemişlerdi.
Hema Kandilli İşletmesi işçileri 2005 yılında bu yana çok sayıda eylem yaptı.
Öyle ki, işletme yöneticilerinden birisinin daha önceki eylemlerden birinde;
“Festivale çevirdiniz. Her yıl bir eylem yapıyorsunuz” sözü en açıklayıcı
tespit. Bu yüzden 2000'li yıllarda Türkiye sendikal hareketi açısından Hema
Kandilli İşletmesi işçilerinin ayrı bir yeri olduğu kanısındayım.
Örneğin 04.03.2007 tarihinde yaptıkları 3 günlük iş
bırakma eyleminde; kazmacı maaşının 900 YTL.olmak üzere, en düşük
ücretin 600 YTl. olması, daha önceden verilen zam sözünün yeni ücret talepleri
üzerinden verilmesi, İşçi Sağlığı İş Güvenliği Koruma Kurulu’nun kurulması,
işin niteliğine uygun koruyucu teçhizat verilmesi ve miatlarının belirlenerek
düzenli olarak değiştirilmesi, ilk yardık istasyonlarının kurulması, işveren
tarafından verilen yemeklerin işyeri hekiminin de görüşleri alınarak yeterli
kaloriye sahip yenilebilir tat ve çeşitte olması, işçilerin kendilerinin
karşıladığı ulaşım giderlerinin maaşlarına yansıtılması (işveren tarafından
ödenmesi), eylem nedeniyle işçilerin maddi ve manevi olarak zarar
görmeyeceğinin sözünün verilmesi, ücret artışlarının 6 aylık dönemler olarak
yapılması, taşerona devir sonrası hiçbir işçinin ücret ve sosyal hak kaybına
uğramayacağının garanti edilmesi, ehliyet gerektiren işlerde ehliyetsiz işçi
çalıştırılmamasını talep etmişlerdi.
Eylem sonrasında ise; 19.03.2007 tarihinde Hema Kandilli
İşletmesi’nin işçilere yaptığı yazılı ve sözlü açıklamada “en düşük yer altı
ücretinin 650 YTL., kazı ustasının 800 YTL. dolayında ücret olacağı, taşerona
devir sonrası (25.03.2007) ulaşımın ve yemeğin taşeron firma tarafından
karşılanacağı, ücretlerin ise 50 YTL.dolayında yeniden artırılacağı belirtildi.
Böylece ücretler 700-850 YTL. net olurken özellikle köylerden gelenlerin 100
YTL. ulaşım giderinin de karşılanacak olması nedeniyle işçilerin talepleri
gerçekleşmiş oldu.
Hema işçileri aldıkları bu zamlarla TTK’ya 2006 yılında alınan kazı işçilerinin
ücretlerini de geçmiş oldular. http://madencininsesi.blogspot.com/2008/07/zel-ocaklar-ne-kadar-uzak_28.html
21.08.2008’de maaşlarının geciktirilmesi üzerine 4 saatlik
iş bırakma eylemi yapmışlar, işletme müdürün en geç 28.08.2008 tarihinde
maaşların ödeneceği sözünü vermesi üzerine eylemlerini bitirmişlerdi.
05.11.2008
tarihinde 24:00-08:00 vardiyasında başlattıkları iş bırakma eyleminde ise;
"1) Ödenmeyen maaşlarımız ve yemek paralarımız hemen ödensin. 2) Bundan
sonra ücretlerin ne şekilde, hangi tarihlerde verileceği yazılı olarak işçilere
bildirilsin. 3) Taşeron firmalar arasındaki transferler sonucu eski çalışılan
süreye ait kıdem tazminatı haklarının güvencesi verilsin. 4) 29 ekim cumhuriyet
bayramında çalışmadıkları için ceza olarak verilen 3 günlük ücretsiz izinler
iptal edilsin. 5) İşçilere imzalatılan sözleşmelerin birer sureti işçilere de
verilsin." dediler.http://madencininsesi.blogspot.com/2008/11/hema-kandilli-iletmesinde-eylem.html
09.07.2009 tarihinde maaşlarının geciktirilmesi ve yemek
ücretlerinin 8 ay ödenmemesi üzerine 16:00-24:00 vardiyasında iş bırakma eylemi
yaptılar. İşverenin 12.07.2009’da maaşların ödeneceği sözünü vermesine rağmen
eyleme devam kararı vermeleri üzerine diğer vardiyalardaki işçilerle
birleşmelerini önlemek için HEMA Kandilli Kömür İşletmesi işçileri
ücretsiz izine çıkardı.http://madencininsesi.blogspot.com/2009/07/hema-kandilli-komur-isletmesinde-is.html daha
sonra işverenin verdiği kesin söz üzerine eylemlerine son verdiler.
14.12.2009 tarihinde ise; ocaklarda yangın çıkması sonucu
üretimin düşmesi üzerine maaşlarından %20 kesinti yapılacağı söylentisi ve 2009
temmuz ayında söz verilmesine rağmen yemek ücretlerinin ödenmemesi üzerine
ocağa girmediler. Bazı maden işçileri en son Bursa'da yaşanan maden dcağındaki
grizuyu da anımsatarak; "Kelle koltukta ocağa giriyoruz. İşverenin bize
söylediği işi yapıyoruz. Bugüne kadar iş kazası sonucu ölen ve sakat kalan
arkadaşlarımız da oldu. Yaptığımız işin zorluğu ve riskini düşündüğümüzde bize
reva görülen bu sefalet koşullarını kabul etmiyoruz. Tüm yetkililerin ellerini
vicdanına koyup verdikleri kararı gözden geçirmeye, kamuoyunu hassas olmaya
çağırıyoruz." dediler. http://madencininsesi.blogspot.com/2009/12/hema-kandilli-isletmesinde-eylem.html
Bu tarihlerde ekonomik kriz gerekçesiyle hemen yanı başlarındaki Erdemir'de
ücretlerin %35 düşürüldüğünü, bunu başka şirketlerin izlediğini anımsamamız
gerekir.
TÜRKİYE’DE SINIF ADINA EN RADİKAL TALEP ve BAŞARI
(Taşeronlaştırmaya Son !!!)
16.12.2009 tarihinde yaptıkları ve Türkiye sınıf hareketi
tarihinde bugün değilse bile gelecekte yerini alacağına inandığım en radikal ve
uç taleplerle bir kez daha iş bıraktılar. Bu kez destek almak, kamuoyu yaratmak
için GMİS başta olmak üzere Ereğli ve Zonguldak’taki meslek örgütlerine,
stk’lara, 2009 yerel seçimlerinde kapılarını aşındıran muhalefet partilerine
vs. gittiler, telefon etilen, e posta attılar. Ereğli ve Zonguldak kamuoyunun
(CHP ilçe örgütü ve Kandilli Dayanışma Evi Derneği dışında) ses vermediği,
yanlarına gelmediği koşullarda;
“Kendi çığlıklarıyla bulundukları alanın duvarlarını
zorlayan ve çatlaklar yaratan Kandilli Hema İşletmesi'ndeki madenciler tüm
yalnızlıklarına, eksikliklerine, deneyimsizliklerine rağmen başlattıkları ve üç
gün boyunca işyerinde kuyubaşında yatıp kalkarak sürdürdükleri eylemlerinin
sonucunda ana işveren durumundaki Hema Kandilli İşletmesi’nden;
İşyerindeki en büyük taşeronun sözleşmesini sona erdirerek,
işçileri kendi kadrosuna geçireceği, geriye dönük tüm alacakları ödeyeceği,
eylem gerekçesiyle işten çıkarmalar olmayacağı, makul bir süre sonrası
ücretlerine iyileştirme yapılacağı sözünü aldılar. Bu eylem sonrası
işyerinde en fazla işçiye sahip olan taşeron şirketin sözleşmesi fesh edilerek
işçiler Hema Holding kadrosuna geçirildiler. İlerleyen süreçte işletmedeki
diğer 5 taşeron şirketin sözleşmesi de fesh edilerek tüm çalışanlar şirket
kadrosuna geçti. http://madencininsesi.blogspot.com/2009/12/kandilli-hema-isletmesinde-eylem.html
Türkiye’de birçok sendikanın taşeronlaştırmaya karşıyız,
işyerimizde taşeron istemiyoruz dediği koşullarda en kıdemlisi 4 yıllık olan
Hema Kandilli İşletmesi işçileri yaptıkları eylemler ve kararlılıkları sonucu
çalıştıkları taşeron şirketleri işyerinden çıkartarak ana işverenin kadrosuna
geçirilmelerini sağladılar.
SENDİKAYA DOĞRU
14.12.2011 tarihinde ise maaşlarına zam yapılması, 1 ton
yakımlık kömür yardımı ve ikramiye verilmesi talebiyle bir kez daha eylem
yaptılar. Bu eylem en hazırlıksız eylemleri olması açısından da ayrı bir öneme
sahip. Çünkü eylem öncesinde bazı işçiler 16:00-24:00 vardiyası başında; “uzun
zamandır maaşlarına zam yapılmadığını, bu konuda da kendilerine bir açıklama
yapılmadığını” konuşmak için gittikleri iş amirlerinin olumsuz ve incitici
tavırlarına işçilerin karşılık vermesi üzerine çok sayıda kişinin işten
çıkarılacağının söylenmesi, bazı kişilerin işten çıkarıldığının ilan edilmesi
üzerine işçiler eyleme başladılar. http://madencininsesi.blogspot.com/2011/12/hema-iscisi-eylemde.html
Eylemin hemen ardından Hema İşletme yönetimi sorunu asayiş
sorununa çevirerek işyerine jandarma çağırıp, kitleselleşmeyi engellemek için
de işçi taşımacılığı yapan servis şoförlerini arayıp gece ve gündüz vardiyası
işçilerini işe getirmemeleri söyledi. 15.12.2001 tarihinde işyeri kapısına “iş
güvenliği nedeniyle 2. bir duyuruya kadar işyeri tatil edilmiştir.” yazısı
asıldı. İşyerinde zorunlu ve acil işlerin yapılması için çalışacakları
listesini asan işveren diğer işçilerin işyerine girmesini yasakladı. Bu arada
işyeri içerisinde 100 civarında robokop konuşlandırıldı.
İşçiler 4857 sayılı iş kanununun 34. maddesi hükümleri
doğrultusunda iş görme borçlarını yerine getirmediklerini, bunun eylem veya
grev olarak tanımlanamayacağını; bölgedeki seçilmişlerin veya GMİS Armutçuk
Şubesi yönetiminin arabuluculuğunda çözüme açık olduklarını ilan ettiler.
Köylerdeki arkadaşlarının da gelmesiyle işyeri önünde 450-500 kişilik kitle
oluşturan Hema işçileri giriş kapısı önüne kurdukları çadırlarla
kararlılıklarını da gösterdiler.
Başta GMİS Armutçuk Şubesi’nin yoğun desteğinin verdiği
moral, daha önceki eylemlerinin tersine çok sayıda kurumun temsil düzeyinde de
olsa ziyaretlerine gelmesi işçilerin direncini daha da artırdı. Bu arada
işçiler hazırladıkları döviz ve pankartları yol boyunca duvarlara, ağaçlara
astılar. İnternet üzerinden yerel medya sitelerine, sosyal paylaşım
sitelerine, haber sitelerine, gazetelere taleplerini taşımaya çalıştılar.
6 gün boyunca işyeri önünde yatan madenciler bu eylem
sırasında aldıkları destekten daha fazla baskı da gördüler. Özellikle eylemin
4.,5. günlerinde köylerde oturan işçiler evlerine üzerlerini değiştirmeye,
gereksinimlerini karşılamaya gittikten sonra geri dönmediler. Böylece 6. güne
gelindiğinde eylemdeki işçi kitlesi zayıflamış oldu. Bu zayıflığı da yakın
çevrede oturanların eşlerini, çocuklarını, anne babalarını işyeri önüne
çağırarak aşmaya çalıştılar; ki bunu da ilk kez yaptılar. Daha önceki
eylemlerini kendileri (erkek erkeğe) yapan madenciler bu kez eşleri, çocukları,
anne babaları ve arkadaşlarıyla işyeri önündeydiler. Bu arada Hema yönetimi bölgedeki
çok sayıda muhtarı, bazı belde belediye başkanlarını, eski TTK işçilerini
eylemi kırmak için devreye sokmuştu. Köylerdeki işçilerin işyerine
gelemeyişinin nedeni de böylece anlaşılmış oldu.
Zonguldak milletvekili Ercan Candan’ın 6.gün öğleden sonra işyerine
gelip “çalışanlar içeri girsin. Eyleme devam ederseniz işyeri kapatılacak. O
zaman hiç biriniz yanıma iş,ekmek diye gelmeyin” sözleri üzerine işçilerin ve
ailelerin yoğun tepkisi, yuhalaması ve “Vekilim Hattat devletten büyük mü?”
sorusuyla özetlenen tavır üzerine milletvekili Ercan Candan işçilerin
belirlediği temsilcilerle toplantı talebinde bulundu. Yapılan toplantının
sonrası Ercan Candan şunları söyledi. 1) Atıldığı ilan edilen işçiler geri
alınacak. 2) En geç şubat ayında zam yapılacak. 3) Ben Mehmet Hattat’la görüşüp
haziran ayında kömür talebinizi çözeceğim. 4) Sendika üyesi olmanız durumunda
işveren tarafından hiçbir baskıya uğramayacaksınız. https://plus.google.com/u/0/108518469492470099989/videos
(bir anekdot: eylem sırasında Ercan Candan’ın bu sözüne
tanık olan işçilerden biri 2013 yılında bu sözünü anımsattığında Ercan
Candan’ın kendisine “yuh yuhçulardansın yani” diyerek yüzüne bile bakmadığını
anlattı. 04.06.2013’teki eylem sırasında “neden milletvekilini
sıkıştırmıyorsunuz? Toplu olarak 2011 aralık ayındaki sözünü
anımsatmıyorsunuz?” dediğimde; “biz ne onu ararız. Ne de olduğumuz yere
sokarız.” diyerek kesin bir tepki gösterdiler.)
Hema işçileri belde belediye başkanlarının, muhtarların, sendika şube
yöneticilerinin bulunduğu bir ortamda ve kameralar karşısında milletvekilinin
ağzından aldıkları bu söz üzerine eylemlerine son verdiler. 2012 yılı
başlarında da sendika üyesi oldular. Çalışma Bakanlığı’ndan yetkinin geç
gelmesi, TİS görüşmelerinde geçen süre derken 19 aydır maaş zammı, ikramiye ve
kömür taleplerinin yerine gelmeyişi üzerine son olarak “YA GREV YA GREV” olarak
özetlenebilecek bir tutumla 04.06.2013 tarihinde 24 saatlik iş bırakma eylemi
yaptılar.
YA GREV YA GREV
Eylemin hemen ardından Armutçuk Şubesi önünde bekleyen işçilerin yanına gelen
GMİS Genel merkez yöneticileri “eylem hukuksuz. Biz daha grev kararı almadık.
Yasa gereği grev kararı alıp işverene bildirmemiz gerekiyor. İşlerinizin başına
dönün ve bizden haber bekleyin” diyerek eyleme son verilmesini istediler. Bunun
üzerine işçiler; “10 gün içinde 2 arkadaşımız işten çıkarıldı. Bazı
arkadaşlarımızın sanat ünvanlarıyla oynandı. TİS sürerken işveren
taşımacılıktan çekildiğini söyledi. Bütün bunlar da hukuksuz. Siz bu
hukuksuzluklar karşısında hukuk, yasa demiyorsunuz. Bizim 19 aylık beklentimizi
dile getirmemize hukuksuz diyorsunuz” diyerek karşılık verdiler. Tartışmalar
sırasında işçilerin “arabuluculuk süreci bittiğinde size grev kararı alın. İşveren
bizi oyalıyor, üzerimizde yoğun bir baskı oluşturuyor. Birçok kişi ve kurum
greve çıkmamamız için bizi sıkıştırıyor. 10 gündür neden grev kararı
almadınız?” soruları üzerine sendika yönetimi işverenle görüşmek üzere Hema
Kandilli İşletmesi’ne gitti.
İşverenle yapılan görüşmeler sonrası atılan işçilerin geri alınacağı, görev
ünvanları değiştirilen bir kişinin sendika üyesi olamayacak bir sanatta
(tekniker) çalıştığı, diğerinin düzeltileceği sözlerinin alındığı bilgisini
veren sendikacılar eylemin bitirilmesini istediklerinde işçiler; "bunlar
zaman kazanmak için taktikler” diyerek reddettiler. Gece vardiyasının da
gelmesiyle iyice kalabalıklaşan ve işçilerin tamamına yakınının bulunduğu
sırada kendi aralarında yaptıkları toplantıda eyleme devam kararında
direttiler. Bunun üzerine sendika yöneticileri bu karara uyacaklarını “gazamız
mübarek olsun” sözleriyle açıklayıp gece yarısına doğru Zonguldak’a döndüler.
Bir anekdot daha: işçiler kendi aralarında eylemin olası sonuçları üzerine
tartışırlarken işçilerden biri “2011 aralık ayında eylem sırasında evlerimize
gittik ağzımıza s.çtılar (geri gelemedik), şimdi birkez daha ara verirsek greve
çıkacağımız tarihe kadar (bizim anamızı s….ler) diyerek geçecek süre içerisinde
görecekleri baskıyı özetliyordu.
GMİS Genel Merkezi’ne tüm bunlar anlatılmasına rağmen işçilere güven verecek
bir açıklama yapamayışları eylemin uzamasına yol açtı. Sendika ve çevresini
terk etmeyen işçiler geceyarısından sabaha kadar geçen sürede kendi
aralarındaki yaptıkları değerlendirmeler, dışarıdan taşınan bilgiler, uyarılar
sonrası, sendika yönetiminin grev kararı alarak karar defterine yazmaları ve
işverene bildirim süresini kapsayacak biçimde en geç 10 gün içerisinde greve
çıkılması koşuluyla eyleme son verebileceklerini açıkladılar. Bunun üzerine
sendika genel merkezi 05.06.2013 tarihinde grev kararını alarak karar
defterinin ilgili sayfasını işçilere faksladı. Böylece işçilerin “ya grev ya
grev” diyerek başlattıkları eylem 24 saat sonra bitirildi.
Sendika genel merkezinin işçilere gönderdiği grev kararında greve çıkış
tarihinin yazılmamış olduğunu da fark eden işçiler bu konuda şube yönetimini de
uyararak; “biz gün saymaya başladık. TİS sözleşmesi 10 gün içerisinde
istediğimiz gibi sonuçlanmazsa biz greve çıkarız.”
SONUÇ YERİNE
Hema Kandilli İşletmesi 8 yıllık bir işyeri. Burada çalışan madencilerin büyük
çoğunluğu genç işçiler. Başlangıçta işsizliğin verdiği çaresizlikle burada
çalışmaya başladılar. 2 yıla yakın bir süre ses çıkarmadan, ciddi taleplerde
bulunmadan çalıştılar. Zamanla yaşanan işçileşme, verilen ücretin bedensel
yıpranmalarının karşılamadığını görmeleri, bazı arkadaşlarını iş kazalarında
yitirmeleri, zaman zaman işveren temsilcilerinin hoyratlığı gibi çok sayıda
nedenle yaptıkları eylemlerde ortak savaşımın, örgütlü davranmanın önemi
içselleştirdiler.
GMİS yönetimi bu kitleyi üye yaptığı sıralarda Sendikalar Kanunu’ndaki %10
işkolu barajı duruyordu. Yani sendikaya üye, işçilere de sendika gerekliydi.
Çünkü 2011 yılına dek defalarca eylem yapan Hema işçilerine bir kez olsun
destek vermeyen, üye olmak için sendikaya giden işçileri geri çeviren GMİS
yönetimi sendikanın işkolu barajına takılma olasılığı ortaya çıktığında Hema
işçilerini üye yaptı. (Bu iddianın göstergesi; 2012 yılı başlarında üye yaptığı
1000 dolayındaki Hema işçisi sonrası GMİS’in diğer özel ocaklara
yönelmeyişidir. Öyle ki; en büyük şubesi olan Karadon Şubesi’nin yanıbaşında
binlerce sendikasız maden işçisini örgütlemeyen, Üzülmez ve çevresindeki madencileri
örgütlemeyen GMİS en uzak 2 noktadaki (Armutçuk-Amasra) işçileri üye yaptı. Bir
de daha önce Kozlu Müessesesi’ndeki taşeron şirket Star İnşaat işçileri var.
14-15 aydır da yeni bir üye, örgütlenme çabası yok.)
Hema işçileri karar verdiğinde sonuna kadar zorlayabilecek bir birikim, deneyim
ve örgütlülüğe sahip. Bu kitle GMİS’i hantal, durağan, suskun durumundan
kurtarıp Zonguldak’ın ve Türkiye’nin sınıf örgütüne dönüştürebilir. Ancak
sendika yönetimi şu ana kadar gösterdiği tavır ve tutumlarla Hema işçilerini
dönüştürmeye, sınıf bilincinden koparmaya çalışır gibi davranıyor. İşçiler bunu
teorik olarak görüp açıklayamasalar bile, davranışlardan, sözlerin içeriğinden,
grev kararı almamak için direnmesinden bile anlıyorlar. Bu yüzden sendika yönetimine
tepki gösteriyorlar. Bu yüzden yasal durumu açıklamaya çalışan sendikanın
avukatını susturup “sen kimin avukatısın?” diye soruyorlar. Bu yüzden grev
kararını sendika karar defterinde görmek istiyorlar.
Sendika yönetimi Hema işçilerinin geçmiş deneyimlerini, eylemlerini gözden
geçirmelidir. Örneğin TİS’nde istedikleriyle Hema işçilerinin daha önce
(sendikasızken) aldıklarını karşılaştırmalıdır. Sendika içerisinden, dışarıdan,
işyeri yönetiminden işçilere karşı (gizli-açık) geliştirilen sınıf
düşmanlığına, eylemsizliği telkin eden baskılara son verilmesini sağlamalıdır.
Çünkü Hema işçileri GMİS yönetiminin sandığından daha fazlasını görüyor,
biliyor ve not ediyor…
05.06.2013
salim çalık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder