dünyanın en ağır işkollarından biri olan madencilik tarihine, madencilerin günlük yaşamlarına ilişkin olarak yazı, şiir, belge vb. paylaşmak, madencinin sesine ses vermek... çünkü; insanlığın toprağa saldığı köktür madenci ................................salim çalık
HOŞ GELDİNİZ
maden ve madenciliğe ilişkin yazı, fotoğraf, belge ve bilgilerin paylaşılması amacıyla hazırladığım bu sayfaya isteyen herkes katkı sunabilir. bilgi örgütlendikçe anlam kazanır, insan öğrendikçe...
29 Nisan 2015 Çarşamba
23 Nisan 2015 Perşembe
madenciye 2 gün hafta tatili (soma katliamının bedeli- unutma ! )
yazmamak için epey direndim... ancak öylesine abartılmış ve nasıl gerçekleştiği unutulmuş ki; MADENCİYE, 2 ASGARİ ÜCRET TUTARINDA MAAŞ ve 2 GÜN HAFTA TATİLİ yasallaştıktan sonra, haklı bir sevinçle birlikte bir haksızlık da yapılıyor bilmeden, ayrımına varılmadan...
arkadaşlar 2 ASGARİ ÜCRET TUTARINDA ÜCRET ve önce 36 saatlik haftalık çalışma süresi (uymayınca) haftalık 37,5 saat çalışma ve 2 GÜN HAFTA TATİLİ NEYİN SONUCU GERÇEKLEŞTİ, UNUTTUNUZ MU?
soma katliamı sonrası 301 madenci katledildikten sonra iktidar tepkileri önlemek ve "vicdanları satın almak için" çalışma süresi, ücretlerde iyileştirme, ölenlerin yakınlarına ev, psikolojik destek, denetimlerin gözden geçirilmesi, mevzuatın yeniden yazılması gibi onlarca söz vermişti... unuttunuz mu?
işte 2 ASGARİ ÜCRET TUTARINDA MAAŞ ve HAFTALIK 37,5 SAATLİK ÇALIŞMA ve 2 HAFTA TATİLİ BİZLERE 301 MADENCİ ARKADAŞIMIZIN CANLARININ BEDELİ OLARAK VERİLDİ... yani ömürleri çalınan, artık gün ışığı göremeyecek olan can'ların bedeli olarak.....
bu yüzden bu yasal düzenlemeyle ilgili yazıp çizerken, sevincimizi ifade ederken;
1) soma'da katledilen arkadaşlarımızı unutmadığımızı gösteren bir iki cümle yazmak, olanak varsa mahkemelerine giderek fiili destek vermek borcumuzdur.
2) iktidar söz verdiği işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin yasal düzenlemeleri hala daha yapmış değil. evet insanca bir ücret ve 2 gün hafta tatili hakkımızdır, bunun için sevinilmesi olağandır. FAKAT ALDIĞIMIZ ÜCRETİ HARCAYABİLMEK, 2 GÜN HAFTA TATİLİNİ KULLANABİLMEK İÇİN YAŞAMAMIZ GEREKİYOR. BU NEDENLE DE YAPILAN DÜZENLEMELERDEKİ BU EKSİKLİKLERİ DİLE GETİRMEK, SENDİKALARI ZORLAMAK, BULUNDUĞUMUZ HER ORTAMDA İŞÇİLERİN İŞ CİNAYETLERİNDE ÖLDÜRÜLMEMESİ İÇİN SAVAŞIM VERMENİN ALTINI ÇİZMEMİZ ZORUNLUDUR...
(bu arada kamu kurumu olan ttk dahil bir çok şirketin 2 asgari ücret tutarında maaş vermediğini, verenlerin de bankamatik önünde beklettikleri adamları aracılığıyla işçilerin ellerinden eski maaşlarından fazlasını aldıklarını not olarak düşmemiz gerekiyor.)
salim çalık
21 Nisan 2015 Salı
"Deniz olsam isyanım kıyılara vururdu,..."
ölmüş
babanızı, ölmüş kocanızı, ölmüş sevgilinizi, ölmüş dostunuzu… SİZ HİÇ
KUCAĞINIZA ÖLMÜŞ BİR İNSANI ALDINIZ MI?
sanırım
anaların, eşlerin, sevgililerin dile getiremedikleri fakat söylemek istedikleri
aşağıdaki cümlelerdir…
……….
ekmek parası diyerek göçtük geldik buraya. kocam göçükte
kalıp öldü; bana da kan parası verdiler.
ölmek için bu kadar yol gelmeye gerek var mıydı? köyümüzde
kalsaydık ya da açlıktan ikimiz birlikte ölseydik…
kimse anlamıyor; verilen kan parası, dul maaşıyla aldığım
ekmeği yerken sevdiğimin etini çiğniyormuş gibi oluyorum… kimse anlamıyor;
derdim para değil, çalınan ömrümüz ve yaşayamadıklarımız…
…….
ellerin…
grizuda yanmış bir madencinin yüreğiyle yanar
ellerin…
üreten ve yaratan ellerin ve seven ellerin
yitirilmiş sevdiğinin yüreğince kanar
………..
soma
katliamında oğlu kader yıldırım’ı yitiren anne elmas kaya, duruşma sırasında; “Deniz
olsam isyanım kıyılara vururdu, bize bunların yalanlarını hikayelerini
dinletiyorsunuz. Onlara bir şunu sorar mısınız: Siz hiç kucağınıza ölmüş bir
evladınızı aldınız mı?”
.........
ve çocuklarına miras bırakıp ölümü
ve madenciliği
gün geldi jandarma zoruyla
gün geldi açlık belasına
boynunu büküp kazma salladı
bu halk…
yaşadığımız bu kent
bu ışıklı gece, tenimizdeki bu sıcaklık
kaç ölümle yaratıldı
bilseniz kaç cana maloldu
……..bu yaldız yaldız şehir
salim çalık
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
YEDİ MART SEKSENÜÇ ÜÇ MART DOKSANİKİ VE TÜM MADEN ŞEHİTLERİNE
hangi köyün yüreği /
hangi ananın gözyaşları /
tutabilir yasınızı //
bilmem kaç yedi kat altında /
yatarken yerin /
okuttular kur’an’ınızı /
yatış şeklinizi bile bilmeden //
ilk size kuruldu/
cenazesiz gömütlükler/
-dünyada yüreğim gömüt size-//
bilmem kaç yedi kat altında yerin /
yatarken sizler /
yemin ettim böylesinin sürmeyeceğine //
yemin ettim/
yatış şeklinizi bilmeden//
bilin ki dostlarım /
dimdik ve ayaktasınız /
yüreğim gömüt size...//
Armutçuk-Kozlu 10/03/92 /
salim çalık /
GÜLMEKLE AĞLAMAK ARASI (sf.36)
geleceğe dikiliyor gömüt taşları
biliyorum
kendisini kirleterek tükeniyor
umutla süslenmiş gelecek günler
şimdi
bir bir içime gömülüyor
yaşamda alacağı kalan çocuklar
ömrü metaya değişilen işçiler
içime gömülüyor
töreye kurban edilen kadınlar
ve karşılıklı dağlara sürülüyor gençler
gömüt taşları geleceğe dikiliyor
gömüt taşları iki parça yüreğime
şimdi
tepeden tırnağa utançla
__ipe çekiyorum mutluluk düşlerimi
acı ve hüzün ötesi yaralı duygularla
__tenime gömüyorum gülüşlerimi
………………kasım-aralık 2007
salim çalık