bugün (02.10.2015) 16:00-24 vardiyasında türkiye taşkömürü kurumu (TTK) armutçuk müessesesi'nde (zonguldak/ ereğli) meydana gelen göçükte maden işçisi erkan seyhan yaşamını yitirdi...
erkan seyhan 36 yaşında evli ve 2 çocuk babasıydı. 2009 yılında 39 bin kişinin başvurduğu işçi alımında mülakat sonrası işe girmişti...
kaza mı diyeceğiz şimdi? tamam kaza; peki neden?
ttk, yıllardır işçi açığı giderilmeyen bir kurum. kurum genel müdürü 4 yıla yakın zamandır, yani kurumda 11 bin kişi çalışırken "işçi açığı var. en az 3 bin kazı işçisi alınması gerekli" diyerek enerji bakanlığı'ndan talepte bulunuyor. bu yıl maden işçileri düzenlediği bir imza kampanyasıyla kurumdaki işçi açıklarını gündeme getirerek işçi alınmasının önemini vurgulamışlardı...
herkes bilir ki; madencilik dahil emek yoğun üretim yapılan işyerlerinde işçi açığı yalnızca üretimi etkilemez... üretimden daha çok işçi sağlığı ve iş güvenliğini etkiler. kurum genel müdürünün 11 bin işçi varken "3 bin işçi açığı var" dediği tarihten bugüne işçi sayısı 8 bin'lere düştü. yani ttk en az 5 bin işçi açığı ile çalıştırılmaya çalışılıyor...
5 bin işçi açığı... bir maden işçisinin 2 kişilik çalıştığı, bir çok yan işin yeterince yapılamadığı koşullarda dikkat, yeterli zaman, gereken önem nasıl sağlanabilir...? kaza mı şimdi bu...?
ttk'ya işçi alımını engelleyen hazine (maliye bakanlığı), kendine bağlı bir kurumun işletmecilik açısından gerekli ödeneklerini, işçi sayısını dikkate almayan eneri bakanlığı, işçi açıklarının önemini basın açıklamalarının ötesine taşımayan sendikacılar... o kadar çok suçlu var ki, "kaza" diyen desin... benim açımdan bu bir cinayet...
personel rejimi, ödenek, yatırım programı, verimlilik gibi süslü iktisat sözcüklerinin arkasına saklanarak işçi açıklarına rağmen madencileri ocağa sokanlar bu ölümün (bundan öncekilerin) ve ne yazık ki bundan sonraki ölümlerin de sorumluları olacaklardır...
erkan seyhan, 36 yaşında; bir eş, 2 çocuk bıraktı geride... bir de yaşayamadığı bir ömür... gruplu ve düşük ücretle çalışıyordu erkan seyhan. ve yıllardır daimi statüye geçmeyi, ücretlerinin eski işçilerin ücretleri düzeyine çıkarılmasını bekleyen binlerce maden işçisinden biriydi... daha düne kadar, yasaya rağmen 2 asgari ücret tutarındaki maaşı, daimi statüde çalışmayı çok görenler, bu uğurda yeterince savaşım vermeyenler, yarın "bürokratik gözyaşı" dökecekler erkan'ın mezarı başında. madenci güzellemeleri yapacaklar...
ya geride kalanlar...? bugüne kadar madenlerde yaşamlarını yitiren 5 binden fazla madencinin eşleri, çocukları, ana-babaları ne yapacaklar...? ya arkadaşları... göçüğün yaşandığı 2 (no'lu) ocakta ve diğer ocaklarda çalışan arkadaşları, birlikte işe gidip geldiği, aynı yolları yürüdüğü arkadaşları...
bu kadar ölüm, bu kadar yetimlik, bu kadar evlat ve arkadaş acısı yetmez mi bu kente...?
salim çalık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder